12.03.2021
Altan Tan, indyturk.com’da “2015 Seçimleri Sonrası Neler Oldu?” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Yazıyı aşağıya alıntılıyoruz.
Aşk adamı ağlatır,
Dert adamı söyletir’ derler.
Kürt dengbejlerin piri Şakıro‘nun brazisi (kardeşi oğlu) Özcan Deniz ise;
‘Aşk adamı inletir,
Dert adamı söyletir,
Sayende oldum dertli derdindeyim…’ diyor.
Aşk adamı ağlatır mı, inletir mi?
‘Aşk zalım bir iştir!’ Bana göre hem ağlatır, hem inletir.
Her neyse!
Aşk derin bir mesele; içine bir giren bir daha çıkamaz!
Bugünkü mevzumuz aşk değil! Dertle ilgili!
Aşk meselesinde rivayetler muhtelif, çok şükür, ‘derdin söylettiğinde’ bir ihtilaf yok.
Dertli olan, derdini illaki birilerine söylemek ister. Söylemezse dert onu yer bitirir.
Onun içindir ki hızını alamayıp derdini ummana dökenlere bile rastlanır.
Derdimi ummana döktüm, asumana inledim
Yare de ağyare de hal-i derunum söyledim,
Aşina yok derdime ben söyledim ben dinledim
Gözlerim yollarda kaldı, gelmedin çok bekledim.
Sözleri Diyarbekirli hemşerimiz Süleyman Nazif’e, bestesi Şerif İçli’ye ait Hicaz şarkı dertlilerin halini çok dertli bir nağmeyle anlatır.
Bugünlerde de ‘Kadim dert’ Kürt meselesi ile dertlenenler ardı ardına açıklamalarda bulunuyorlar.
Sizin anlayacağınız dertlerini dökecek yer arıyorlar!
İngiltere’de ‘sürgünde’ yaşayan HDP eski milletvekili ve sözcüsü Osman Baydemir, geçtiğimiz aylarda İngiltere’de, 7 Haziran 2015 seçimleri sonrasında AKP’ye yaptıkları önerilere dair ayrıntılı açıklamalarda bulundu.
Baydemir, süreçte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesi için eski milletvekili Celal Doğan‘ı görevlendirdiklerini ve bu görüşmede Erdoğan’a “çözüm sürecinin devam etmesi kaydıyla” üç teklif götürüldüğünü söyledi.
Osman Baydemir’in konuşmasından sonra çarşı karıştı.
‘HDP, AK Parti’ye koalisyon teklifi yaptı, yapmadı’ tartışmaları sürerken;
2015 seçimleri öncesinde ‘Seni başkan yaptırmayacağız’ ve
7 Haziran 2015 seçimleri gecesi saat 22.00’de daha henüz sandık sonuçları bile kesinleşmemişken apar topar seçim konuşması yapan ve ‘Söz vermiştik biz AKP ile içeriden ve dışarıdan koalisyon yapmayacağız’ diyen, bu sözlerinden dolayı birçok siyasetçi tarafından yıllardır eleştirilen Selahattin Demirtaş; cezaevinden Baydemir’i doğrular bir açıklamada bulundu.
BBC Türkçe‘nin sorularını yanıtlayan Demirtaş;
“Osman Bey’in belirttiği 7 Haziran 2015 seçimleri sonrasında Adalet ve Kalkınma Partisi’ne (AKP) koalisyon teklifi yapıldığı iddiaları doğru.Ancak bunlar, ilk defa basına yansımıyor. O tarihte de bunları açıklamıştık zaten” diyerek çözüm sürecinin devam etmesi şartıyla Erdoğan’a edilen 3 teklifi sıraladı:
1. AK Parti-CHP koalisyonuna destek
2. AK Parti azınlık hükümetine destek
3. AK Parti-HDP koalisyonu
Baydemir de, Demirtaş da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesi için eski milletvekili Celal Doğan’ı görevlendirdiklerini söylüyorlar.
HDP milletvekili Celal Doğan ise o tarihte basında yer alan beyanatlarında Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yapılan görüşmenin parti yönetiminin bilgisi dahilinde olmadığını, “kendi şahsi görüşüyle gittiğini” belirterek, ısrarla ve altını kalın çizgilerle çizerek
“parti adına bir görüşme olmadığını” tekrarlıyor.
Doğan, görüşmenin içeriği konusunda “Onlar ikili görüşme konusu. Bilgi verme şansım yok. Çok mesele konuştuk” demekle yetiniyor.
Celal Doğan koalisyon olasılıkları ile ilgili “Tabii ki bunları da konuştuk” ancak “ayrıntıları söyleme şansım yok; onun fikri şöyledir, benim fikrim böyledir. Çünkü rıza almadan bir şey söyleme sansım yok. İki kişi arasındaki konuşma” sözleriyle de detay vermekten kaçınıyor.
“Bir AKP-HDP koalisyonu seçeneği gündemde mi?” sorusuna ise Celal Doğan şu yanıtı veriyor:
Bunlar konuşulsa bile söyleme şansım yok, ayıp olur. Çünkü o konuda yetkili değilim.
‘Yahu! Neden işi bu kadar ayrıntılı bir şekilde kurcalıyorsun?
Nereye varmak istiyorsun?
Sen Demirtaş, Baydemir ve Celal Doğan’ın açıklamalarına takılma
Bilmiyor musun? Bu işler zaten böyle olur.
Kız evini yoklamaya giden bohçacı kadınlar bile belli bir siyaset izler. Belli ki Celal Doğan da gönderilmiş’ diyorsanız;
Haklısınız!
Bu işlerin ‘böyle’ olduğunu bilirim de benim takıldığım noktalar başka.
İngilizlerin efsanevi başbakanları Churchill; “İki şeyin nasıl yapıldığının perde arkasını bilseniz (görseniz) mideniz bulanır! Biri sosis yapımı öbürü ise politika!” diyor.
Churchill ne kadar haklı.
‘Takıldığım noktalara’ gelince;
Birincisi; Celal Doğan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a giderken/gönderilirken HDP‘nin benim de üyesi olduğum Merkez Kararı dahil hiçbir yetkili organı bilgilendirilmedi.
İkincisi; görüşmeden sonra iş basına yansıdıktan sonra ise ‘Celal Bey, Erdoğan ile eski tanışıklığı münasebetiyle bir yoklama ziyaretinde bulundu’ denilerek, bu ‘yoklamanın’ ayrıntıları ile ilgili hiçbir şey söylenmedi.
HDP’nin iddia edilen 3 teklifinden asla bahis edilmedi.
‘Kardeşim sen uyuyormuşsun!
Bak, Osman Baydemir’in her şeyden haberi var’ diyorsanız yine haklısınız!
Sözleşmeli personel (sevgili Sırrı Sakık’ın ifadesiyle 4C’ler) ile asli kadrolar bir olmuyor!
Bunu en azından bu yaşa kadar öğrenmem gerekirdi!
Üçüncüsü ve en önemlisi ise; ağızlarını her açtıklarında mevcut hükümeti topa tutarak ‘halk, demokrasi, hesap verme, açıklık, şeffaflık…’ sözleri ile mangalda kül bırakmayanların gizli kapaklı işleri.
Google’a girin ”Bunlar, ilk defa basına yansımıyor. O tarihte de bunları açıklamıştık zaten” denilen mevzuların (AK Parti’ye yapılan 3 teklif) hiçbiri basında yok!
Aksini iddia eden Google başvursun, Google da burada, biz de buradayız!
İşin en ilginç yanı görüşmeyi gerçekleştiren kişilerden herhangi bir ses sedanın çıkmaması.
Celal Doğan da uzun bir süredir devam eden sessizliğini sürdürüyor.
Ne doğrulama ne de yalanlama var.
Büyük siyaset ve ‘devlet adamlığı’ demek ki böyle bir şey!
‘Lafı fazla uzatma!
1991’de Erbakan-Türkeş ittifakına karşı çıktığında Refah Partisi Diyarbakır Merkez İlçe Başkanı Necdet Öcal Ağabey’in daha
10 yaşındaki oğlu Nurullah’ın söylediği gibi herkes senin gibi ‘Ölmüş eşeğe bıçak çekmiyor!’ diyorsanız;
Yine haklısınız!
Fethullah Gülen’in bir zamanlar Türkiye siyaset imamı olan Harun Tokak’ın daha milletvekili olmadan önce çok yakın bir arkadaşıma dediği gibi;
Bu Altan Tan’dan ‘devlet adamı’ da, politikacı da olmaz!
Bu yazıda yer alan fikirler yazara aittir. Farklı Bakış’ın bakış açısını yansıtmayabilir.