Fatih Polat: Fransa’ya ‘duyarlı’, Türkiye’ye kör

03.07.2023

Fatih Polat, evrensel.net’te “Fransa’ya ‘duyarlı’, Türkiye’ye kör” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Yazıyı aşağıya alıntılıyoruz. 

Kolaj: Evrensel

‘Fransa’da Irkçılığa İsyan.’ İktidar basınının temsilcilerinden Yenişafak’ın önceki günkü manşeti böyleydi. Alt başlık da şöyle: “Polis şiddetinin arttığı ve ırkçılığın yükseldiği ülkede 17 yaşındaki Cezayir asıllı gencin ‘dur’ ihtarına uymadığı gerekçesiyle öldürülmesi şehirleri savaş alanına çevirdi.”

Bu manşetin yayımlandığı gün Cumartesi Anneleri/Kayıp Yakınları, eylemlerinin 953. haftasında, AYM kararı bir kez daha ihlal edilerek İstiklal Caddesi’ne dahi çıkmalarına izin verilmeyerek gözaltına alındılar. Yenişafak’ın sitesinde haber bile olamadılar. Peki ne haber oldu? Yenişafak ve diğer iktidar medyasının hedef göstermeleri sonucu tutuklanan TELE 1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ın CHP heyeti tarafından cezaevinde ziyaret edilmesi haber oldu. Nasıl oldu? Şu başlıkla: “CHP heyeti PKK elebaşı Öcalan’a övgü dolu sözleri nedeniyle cezaevine giren Merdan Yanardağ’a destek ziyaretinde bulundu.”

Tekrar dönmek üzere biraz geçmişe gidelim. Diyarbakır’ın Lice ilçesi Şenlik Mahallesi’ne bağlı Hambaz mezrasında, 12 yaşındaki Ceylan Önkol, 28 Eylül 2009’da koyunlarını otlattığı sırada havan mermisinin patlaması sonucu yaşamını yitirdi. Ceylan Önkol’un anne ve babasının İçişleri Bakanlığı aleyhine açtığı davada bakanlık tam 12 yıl sonra tazminata mahkum edilebildi.

Merdan Yanardağ’ı ‘Delillerin toplanması’ ve ‘kuvvetli suç şüphesi’ gibi bahanelerle 24 saatte cezaevine koyan Türkiye yargısı, Ceylan Önkol konusunda ancak 12 yıl sonra bir karara varabildi.

Başka bir örneği hatırlatalım. Uğur Kaymaz’ı. Babası Ahmet Kaymaz ile birlikte Mardin’in Kızıltepe ilçesindeki evlerinin kapısı önünde 21 Kasım 2004’te henüz 12 yaşındayken 13 kurşunla katledilmişti Uğur Kaymaz.

Uğur Kaymaz’ın katili kamu görevlilerinin suçlu olduğu davalarda bir gelenek olduğu üzere, somut delillere ve AİHM’nin ihlal kararına rağmen korundu ve cezasız bırakıldı.

Yakın dönemden başka bir örnek, Kemal Kurkut cinayeti davası. 21 Mart 2017’de Diyarbakır’daki Newroz kutlamaları sırasında polis kurşunu ile can veren İnönü Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümü Öğrencisi Kemal Kurkut ile ilgili davanın 17 Ocak 2023 tarihinde görülen karar duruşmasında sanık polis hakkında “Ceza verilmesine yer olmadığına” karar verildi. Bununla da kalınmadı, Kemal Kurkut’un polis kurşunu ile can verdiğini çektiği fotoğraflarla belgeleyen Gazeteci Abdurrahman Gök’e karşı bir intikam takibi sürdürüldü. Mezopotamya Ajansı (MA) Editörü Gök, 25 Nisan’da gözaltına alınarak tutuklandı ve hakkındaki iddianame de bir hafta önce kabul edildi. Kurkut’u öldüren polis cezasız bırakılırken, o cinayet anını belgeleyen Gazeteci Gök’e yönelik olarak, haberini yaptığı kitaptaki şiir dahi suçlama konusu yapıldı.

Irkçılıkla imtihan meselesinde başka bir örnekle devam edelim. Adana’da 28 Nisan 2020’de 17 yaşındaki Suriyeli Ali el Hemdan  “Dur ihtarına uymadığı” iddiası ile polis kurşununun hedefi olmuş ve hayatını kaybetmişti. 21 Aralık 2021 tarihli duruşmada sanık Polis Memuru Fatih Karaca hakkında “Kasten öldürme” suçundan müebbet hapis cezası verildi. Ancak mahkeme heyeti polis memurunun geçmişteki hali ve olaydan sonraki davranışları ve verilen cezanın geleceği üstündeki olumsuz etkileri nedeni ile indirim yaparak 25 yıl hapis cezasında karar kıldı. Peki, indirimin gerekçesi yapılan ‘sonraki davranışları’ neydi? Hatırlatalım. Sanık polis memuru, “Ayağım kaydı, istem dışı ateş ettim” demişti. Adana Valiliği ise ilk açıklamasında Hemdan’ın “uyarı ateşi” sonucu diyerek ölüme “seken kurşun”un neden olduğunu öne süren sahte rapor yayımlamıştı. Dava sürecinde sanık polisin ve Valiliğin açıklamaları ile rapor kamera kayıtları ve tanık ifadeleriyle çürütülmüştü.

Bir başka olay. İzmir’in Güzelbahçe ilçesinde 16 Kasım 2021 günü Suriyeli inşaat işçileri 23 yaşındaki Mamoun al-Nabhan, 21 yaşındaki Ahmed Al-Ali ve 17 yaşındaki Muhammed el-Bish, gece uykularında yakılarak katledildiler. İzmir büromuzdan arkadaşımız Eda Aktaş’ın ulaştığı ifadesinde saldırgan Kemal Korukmaz, eylemi tasarlayarak gerçekleştirdiğini ayrıntılı biçimde itiraf ediyordu. (Evrensel, 22 Aralık 2021)

Ancak sanık Korukmaz, savcılıkta verdiği bu ilk ifadesini duruşmada reddetti. Olay yerine gittiğinde yangının başlamış olduğunu ifade eden Korukmaz, patronunun olayı üstlenmesi için kendisini ailesiyle tehdit ettiğini iddia etti. Patronunun kendisinden dava sürecinde deli numarası yapmasını ve kendisini kurtaracaklarını söylediğini anlatan Korukmaz, mahkemeye gelen “Akıl sağlığı yerindedir” raporu üzerine yeniden rapor isteyen avukatını da patronların görevlendirdiğini söyleyerek azletti.

Fransa’da onlar olurken, Türkiye’de ırkçılıkla imtihan açısından sadece birkaç olay bu şekilde. Fransa’daki ırkçılığa karşı isyan konusunda fazlasıyla ‘duyarlı’ davranan iktidar medyası Türkiye’ye gelince ya kör ya da yaptığı yayınlarla bunlardan bazılarının failliğine ortak.

Bu yazıda yer alan fikirler yazara aittir. Farklı Bakış’ın bakış açısını yansıtmayabilir.

Önerilen Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.