21.10.2023
BirGün Çeviri Kolektifi tarafından counterpunch.org’dan çevrilmiştir.

Gary ENGLER
Kanadalı Gazeteci ve Yazar
Günümüzün en büyük sorunu antisemitizm değil Filistin karşıtlığıdır. Ölüm, yıkım, insani acı ve dehşetin ortasında bu sözler pek çok insanın duymak istemeyeceği ama yine de doğru olan sözlerdir.
Dünyanın büyük bir kısmı İsrail-Filistin çatışması sorununun çözümünü uzun zamandır iki devlet ya da son zamanlarda İsrail’in kontrol ettiği topraklarda yaşayan tüm insanlar için tek bir laik devlet olarak görüyor. Dünyanın büyük bir kısmı, Filistinlilerin ulusal haklarının olmamasının ve adil olmayan, eşitsiz muameleye tabi tutulmalarının İsrail’e karşı direnişi motive ettiğini kabul etmektedir. Ancak geçtiğimiz on yıllarda böyle bir çözüme doğru ilerlemek yerine tam tersi bir durum yaşandı. Peki neden böyle oldu?
FİLİSTİN KARŞITI IRKÇILIK
Filistinlilere karşı derinlerde yatan ırkçılık bu sorunun bariz cevaplarından biridir. “Yahudi devleti” destekçileri için Filistinliler bir engel, Siyonist “büyük İsrail” hayalinin gerçekleşmesini engelleyen bir “öteki “dir.
İsrail destekçileri şöyle diyor: “Filistinliler bir Yahudi devletine karşı çıkıyorlar, o halde antisemitist olmalılar.” Sanki etnik-dinsel bir devletin kurulmasına ve varlığına karşı çıkmak için tek olası motivasyon faktörü buymuş gibi.
Ancak tarih, kendi devletlerini kurmaya çalışan, eşitsiz ve adaletsiz yasalarla karşı karşıya kalan insanların Filistinlilere benzer şekilde hareket ettiğine dair örnek üstüne örnek sunuyor. Yerli Amerikalılardan Haitililere, Meksikalılardan Malezyalılara, Kenyalılardan Cezayirlilere, Güney Afrikalılardan dünyanın dört bir yanındaki yerli halklara ve çok daha fazlasına kadar. Özgürlükleri ve bağımsızlıkları için savaşan insanların çoğu ağır şiddet eylemlerinde bulunmuş ve terörizmle suçlanmıştır. Bu gerçeği ifade etmek şiddeti “alkışlamak” değil, aksine öldürme döngüsünü sona erdirmenin bir yolunu dürüstçe bulmaya çalışmanın ilk adımıdır.
BU İNSANLAR “İNSAN HAYVANLAR”
Facebook’ta dolaşan ve eski İsrail Başbakanı Golda Meir’in “sizi öldürmeye gelen insanlarla pazarlık yapamazsınız” sözünü içeren gülünç bir internet meme’i var. Eğer bu doğru olsaydı, hiçbir savaşın sonunda müzakere olmazdı. İsrail’i destekleyen insanların bu meme’i paylaşması, Filistin karşıtı ırkçılıklarının derinliğini göstermektedir.
“Filistinli diye bir şey yoktur. O insanlar katilden başka bir şey değil. Bu insanlar çocuklarını sevmiyorlar çünkü onları hava kuvvetlerimizin bombalarına karşı kalkan olarak kullanıyorlar. Bu insanlar ‘insan hayvanlar’. Bu insanlar antisemitistten başka bir şey değil çünkü Yahudileri öldürüyorlar.” Hiç böyle sözler duydunuz ya da okudunuz mu?
Tekrar ediyorum, antisemitizm bir etnik-dini devletin kurulmasına ve varlığına karşı çıkmak için tek olası motive edici faktör müdür? Peki ya Gazze gibi bir açık hava hapishanesinde yaşayan biri? Veya aralarında bebeklerin de bulunduğu ailesi ve arkadaşları İsrail’in roketleri ve bombalarıyla öldürülen? Yahut okula veya işe gitmek için Batı Şeria’da kontrol noktalarıyla karşılaşan? Ya da ailesi ve arkadaşları İsrail Savunma Kuvvetleri’nin Filistin mahallelerine düzenlediği saldırılarda öldürülen? 12 yaşındaki oğlu İsrail askerlerine taş attığı için tutuklanıp hapse atılan? Zeytinlikleri yerleşimciler tarafından yok edilen? En sevdiği gazeteci işini yaparken bir İsrailli keskin nişancı tarafından vurularak öldürülen?
ASİMETRİK NEFRET
Gerçek şu ki, hem İsraillilerin hem de Filistinlilerin birbirlerinden nefret etmek için pek çok “iyi” nedeni var. Ve bu “iyi” nedenler artmaya devam ediyor. Ancak bu asimetrik bir nefret. Bir taraf gücün yüzde 95’ine sahip. Antisemitizm suçlamalarının gücünü de dahil ederseniz yüzde doksan dokuz. Tarihsel ve güncel antisemitizm ve bunu sona erdirmeye yönelik yaygın arzu, İsrail’i savunmak, bu ülkeye yönelik eleştirileri saptırmak ve Filistin karşıtı ırkçılığı mümkün kılmak için silah haline getirilmiştir. Antisemitizm suçlamaları, Filistinlilerin kurtuluşu için BDS (boykot ve yaptırımlar) gibi tüm barışçıl mücadele yollarını kapatmak için kullanılmıştır. Hem Hıristiyan hem de Yahudi “Kitap ehli”, Filistinlilere yönelik ırkçılıklarını meşrulaştırmak için dini metinlerin çeşitli yorumlarını kullanmaktadır.
Ancak “Kutsal Topraklar “da gerçekten adil bir barış, kalıcı bir barış isteyen herkes, bu Filistin karşıtı ırkçılığı kabul etmenin ve üstesinden gelmenin yollarını bulmalıdır. Bunu duymak hoşunuza gitmeyebilir. Sizi kızdırabilir. Ama gerçek bu.
Ya herkes için eşitlik ya da soykırım. Seçenekler bunlar.
Bu yazıda yer alan fikirler yazara aittir. Farklı Bakış’ın bakış açısını yansıtmayabilir.