Oral Çalışlar: Sol adına ağır bir hüzün…

15.03.2022

Oral Çalışlar, posta.com.tr’de “Sol adına ağır bir hüzün…” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Yazıyı aşağıya alıntılıyoruz. 

Düşünebiliyor musunuz, İsrail’in içinde Filistin halkının özgürlüğü için riskleri göze alan solcu İsrailliler, Ukrayna’nın işgaline neredeyse karşı çıkmıyorlar. “İsrail’in Filistin’i işgali”ni hemen her gün İsrail’in orta yerinde protesto edenler, “Ukrayna’nın işgali”nden söz edemiyorlar. Saldırıyı onaylamadığını söyleyenlerin içinden bir kesim de asıl tehlikenin NATO olduğunu yazıyor, anlatıyor. Neredeyse Putin, emperyalizme karşı dövüşüyor izlenimi ile karşı karşıya kalıyoruz. Vatanlarını savunan Ukraynalılar “Nazi” ve “emperyalizmin ajanları” diye suçlanıyorlar. Putin’in iddialarına destek olacak bir dille karşı karşıya kalıyoruz.

SOSYALİZM, EŞİTLİK ADALET DEMEK

Sosyalizm adalet demek, eşitlik demek, ezilenlerin yanında olmak demek. Biz sosyalizmi böyle anladık. Hâlâ da öyle anlıyoruz. NATO, Amerikan emperyalizmi tahlilleri her zaman yapılabilir ve önemlidir. Ancak Rus işgalini mazur gösterebilir mi? Yılların yanlış birikimi mi acaba böyle bir belirsizliğe sebep oluyor?

ABD emperyalist de Rusya sosyalist mi? Onun yaptığı zulüm, karşısında NATO ya da ABD var diye haksızlık, zorbalık meşru mu sayılacak? Yıllarca sosyalistler, Rusya’da, Çin’de ortaya çıkan baskıcı rejimleri, o ülkedeki katliamları, tek parti rejiminin farklı sesleri bastıran uygulamalarını görmezden geldiler. Hatta çoğu zaman desteklediler. Sosyalizmin ortaya çıkış gerekçesinden, iddiasından büyük ölçüde vazgeçen yeni ideolojiler ürettiler.

Biraz farklı düşünen, düşündüğü sanılan parti kadroları, sahte mahkemelerde “hain”, “emperyalizmin işbirlikçisi” ilan edildi, susturuldu, kurşuna dizildi. 20. yüzyıl insanlığın sosyalizmi aradığı, yeni seçenekler yaratmaya çalıştığı bir yüzyıldı. Yüzyılın sonunda sosyalizm deneyleri büyük hayal kırıklığına dönüşmüştü.

Adalet ve eşitlik sözlerinin yerini, “Parti düşmanları”, “dönekler” gibi kavramlar almıştı. Sonunda sosyalizm adına kurulan rejimler yıkıldı. Yerlerine kapitalist bir düzen kuruldu. Sosyalist ülkelerin çoğunda biraz da kültürel ve tarihsel aidiyetleri nedeniyle otoriter yönetimler işbaşına geldi. Sosyalizmden kapitalizme geçilirken, otoriterlik bir miras olarak benimsendi. Özellikle Rusya ve Çin yönetimleri diktatörlük geleneğini devraldılar.

“Ömür boyu başkan”lık sistemleri kuruldu. Dünya nüfusunun neredeyse yarısına hükmeden bu yeni diktatörlükler, Batı’da oluşan demokratik değerleri, evrensel hukuku kendileri için tehlikeli görerek, özgürlük seslerini susturma yoluna gittiler. Rus zorbalığını, önemsizleştirmeye çalışan, görmezden gelen dünyanın değişik yörelerinde aynı görüşü savunanlar, yüzyıllık serüven içinde bu olayda da hakikatten uzaklaştılar. Sosyalizm ve sosyalistler adına geriye koca bir hüzün kaldı.

Bu yazıda yer alan fikirler yazara aittir. Farklı Bakış’ın bakış açısını yansıtmayabilir.

Önerilen Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.