24.04.2024
Yusuf Ziya Cömert, karar.com’da “Gazze Sualinden Kimse Kurtulamaz” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Yazıyı aşağıya alıntılıyoruz.
Katliam kendi başına kötü, aşağılık, iğrenç. İnsanların tarih boyunca envaı çeşit katliam yöntemleri uygulaması, zulüm teknikleri geliştirmesi bütün herkesin geçmişini kirletiyor.
Bazen şöyle düşündüğüm oluyor; doğal seleksiyon teorisi eğer gerçeği yansıtıyorsa, öldürmeyi daha iyi becerenler kalıyorsa. Bir de sessiz kalanlar; etliye sütlüye dokunmayıp köşede bucakta saklananlar.
Öldürmeyi beceremeyenler eleniyorsa…
Biliyorum, doğal seleksiyonun izahı bu söylediğimden daha teferruatlı. Ama başka anlatım şekilleri sonucu fazla değiştirmiyor.
Öyleyse dünyanın kötü insanlar tarafından yönetilmesi, kötülüğün sürekli ilerlemesi şaşılacak bir şey değil.
Yine de bütün yöneticilerin kötü insanlar olduğu sonucuna varmak zorunda değiliz.
Hüsnü zan edelim, mevzii de olsa, kısa da sürse iyi insanların en azından bazı toplumları yönetme fırsatı bulduklarını düşünmemize mani bir durum yok.
Soykırım yapılırken bizim eli kolu bağlı soykırıma tanık ya da seyirci olmamız ilave bir kötülük
Arada dünya kadar münakaşa.
İsrail’e ihracatımız arttı mı artmadı mı?
Arttı ama bir kısmını Filistin’e sattık, statü gereği İsrail’e ihracat gibi görünüyor.
Satıyorsan sat da bari o kadar vatan, millet, ümmet edebiyatı yapma.
Gücüm yok de cesaretim yok de otur aşağıya.
Ama önce HAMAS saldırdı.
Abi İsrail 75 senedir saldırıyor, 75 senedir öldürüyor.
İsrail’in öldürmeleri her durumda mazur, dünya normali olarak muamele görüyor.
Var mı böyle bir dünya?
Var maalesef.
Sanki dünya sistemini bu normale göre kurmuşlar. Bu normali habis bir hücre gibi insanların sinesine yerleştirmişler.
Eleştirirsen İsrail’in kendini savunma hakkını inkâr etmiş oluyorsun, antisemitizm yapmış oluyorsun.
Sistemin katliama müsait hale getirilmiş olması da bir beşerî maharet gerektiriyor.
İnsanlık bunu geliştirmeyi de başarmış!
Hiçbir yaptırımı olmayan mahkemeler, hiçbir yaptırımı olmayan Birleşmiş Milletler. Umursamaz bir dünya devletler topluluğu.
Tek tük umursayan var.
Güney Afrika, Nikaragua hiç olmazsa İsrail’i mahkemeye verecek cesareti gösterdiler.
İran?
İsrail’e husumetini amasız fakatsız söylüyor.
Fakat uygulaması söylemesi kadar kuvvetli değil.
İran’la İsrail karşılıklı oyun mu oynadılar?
Oyun sayılmaz. Ama İran’ın da ABD’nin de çatışmanın kontrol edilebilir bir seviyede tutulmasını gözettikleri aşikâr.
Sen de oynayabilir misin öyle bir oyun?
Biz ciddiyiz, biz oynamayız!
İnsanlık vicdanı diye bir şey var. Yürüyor insanlar sokaklarda, protesto ediyorlar, lanetliyorlar, yine de Allah razı olsun onu yapamayanlar da var.
İnsanlık vicdanının müeyyidesi de ya yok ya da çok uzun vadeli.
Belki hiçbir katliamı dakikası dakikasına bu kadar ayrıntılı seyretmedi insanlık.
Şahit misiniz? Sorusunun tek bir cevabı var.
Evet, şahit olduk.
Bu soru Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da Suudi kralına da İran rehberine de sorulsa, ‘sıradan’ dedikleri bir insana da sorulsa, ki hiçbiri bu sorudan kurtulamaz, cevabı aynı.
Hepsi şahit oldular.
(‘Sıradan’ı mahsus tırnak içine aldım. Çünkü hiçbir insana ‘sıradan’ diyesim gelmiyor. Sorumludur insan, her biri eşsizdir.)
Şahit oldunuz da ne yaptınız?
O gün dünyada döndüğü kadar kıvrak döner mi dillerimiz? Demagoji işe yarar mı o gün?
Filistin için, Gazze için yapılan az veya çok her şeyin, küçük adımların, küçük desteklerin, protestoların, boykotların bir anlamı var mutlaka.
Ama hiçbiri tanık olduğumuz soykırımın ağırlığını karşılayacak ciddiyette değil.
Herkes cevabını şimdiden düşünsün.
Çünkü sorulacak hepimize.
Ve maalesef insanlık, Müslümanlar dahil bütün insanlık, bu sorunun cevabını verebilecek insanlık seviyesinin çok aşağısında.
Bu yazıda yer alan fikirler yazara aittir. Farklı Bakış’ın bakış açısını yansıtmayabilir.