09.02.2021 İslam’ın 610 yılında Mekke’den başlayarak tüm dünyaya yayılması sonucu Araplardan sonra Kürtler, Persler ve Türkler de 7. ve 9. yüzyıllar arasında Müslümanlığı kabul etmeye başladılar. İslam’a giren her milletin

09.02.2021 Türkiye, Osmanlı’da 1876 yılında ilan edilen 1. Meşrutiyet’ten bu yana sürekli olarak anayasa meselesini tartışıyor. Bu tarihi biraz daha geriye 1839’da ilan edilen Tanzimat Fermanı’na, hatta 1808’de imzalanan Sened-i

08.02.2021 Dünyanın Tektipleşmesi: Tek Tip Hastalık Tek Tip Tedavi Hastalık Değil Hasta Vardır Modern tıp ve modern dünyanın sağlık sistemiyle dünyanın tektipleşmesi arasında bir irtibat vardır. Modern zamanlar tek biçimciliğin

08.02.2021 Tarihi Miras 4 Hz. Ali’nin “takva” ile ifade ettiği “ahlak ve hukuk” mücadelesinin temelinde yatan hassasiyet şuydu: İdari ve toplumsal hayatta karar alıcı mekanizma ve süreçler ilahi değerlere dayanmalıydı.

07.02.2021 Her hareketinde başkalarını hesaba katmak, onlara sağlayacağı maddi ve manevi yararı, ya da vereceği zararı hesaba katmak zorundadır insanoğlu. Özellikle, sosyal medya diye nitelendirdiğimiz kuruluşların sorumluları… 4 Şubat 1926

07.02.2021 Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni bir anayasa teklifi, hangi nedenle olursa olsun, altında hangi siyasal hesaplar olursa olsun, yerindedir. Türkiye, ne yazık ki, sivil bir anayasa

07.02.2021 Evrensellik ve Yerellik Adalet kavramı da özgürlük gibi faklı anlam boyutları olan soyut derinliklere sahip bir çok tanımlamaları kendi içinde barındırır. Kitabı Kerim özgür insanın bireysel ve toplumsal bağlamda

06.02.2021 Küresel çağda yaşıyor olmak, eleştirel anlamda, küresel bir dikkate, bilince, ufka, vizyona, misyona, sorumluluğa, ilgi ve meraka, hayrete, zihinsel/düşünsel/kültürel birikime sahip olmayı gerektiriyor. Gerçek böyleyken, biz Müslümanlar, küresel çağda

06.02.2021 Eğer tüm insanlığın, farklı düşünen bir tek kişiyi susturmasını haklı buluyorsanız, gün gelip de o tek kişi iktidarı ele geçirdiğinde tüm insanlığı susturmasına karşı çıkmaya da hakkınız olmaz… John

05.02.2021 Ahlaka/örfe dayanan sivil toplumla yasaya/iktidara dayanan devlet arasındaki siyasal boşluğu dolduran dinî veya sosyopolitik cemaatleri zorlayan, oluşmaktan ziyade kamusallaşma süreçleridir. Adeta bir doğum gibi yaban(cı) bir dünya ile karşılaşmak,