Altan Tan: Hatay elden gidiyor!

25.03.2022

Altan Tan, indyturk.com’da “Hatay elden gidiyor!” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Yazıyı aşağıya alıntılıyoruz. 

Fotoğraf: Twitter – @DocDrLutfuSavas

“Bir deli bir kuyuya bir taş atar, kırk akıllı çıkaramaz” sözü boşuna söylenmemiş.

Hele bu ‘deliler’ deli taklidi yapan, kendilerini çok akıllı zannedenlerse iş daha da zorlaşır.

Hatay Büyük Şehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş‘ın Suriyeli göçmenlerle ilgili yaptığı açıklamalar da böyle bir taş!

Memlekette ’40 akıllıyı’ yan yana getirmek zor olduğundan bu taşı çıkartmak da bana düştü.

Ya Allah, ya Sabır! Başa gelen çekilir.

Önce Hatay Belediye Başkanı’nın söylediklerini hatırlatalım;

“Hatay 11 yılı aşkındır Suriyeli kardeşlerimizi misafir eden şehir”

“Hatay’ın geçmiş tarihini çok iyi bilen insanım. Misak-ı Milli sınırları içerisinde Hatay’ın dışında her yer kurtuldu. TBMM açıldı, devrimler yapıldı…” 

“Bu süreçte Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün fiilen desteği ve diplomasi örneği ile önce bağımsız devlet olduk, parlamentomuz vardı. Bizim orada referandum yapıldı. Biz Türkiye’ye bağlanmak istedik. Çok az farkla bağlanmak isteyenler kazandı. Fransızlar bizi birçok faktörle mücadele etmek zorunda bıraktılar. Orada demografinin ne kadar önemli olduğunu biliyoruz…”

“Yarın bir sıkıntı yaşadığımızda, zaten Suriye şu anda kendi haritalarında Hatay’ı Suriye’de gösteriyor…

Bizim torunlarımız yarın orada demografi değiştiğinde Suriye tarafından yönetilmesini istemiyorum. Feryadımın esas sebebi budur…”

“Hatay’daki Suriyeli sayısına 500 bin diyenler, 550 bin, 430 bin diyenler var… Bir Suriyeli göçmen kadının doğurganlık süresi içinde doğurduğu çocuk ortalaması 5,3.

Bizim her 2,5 kadınımız bir tane Suriyeli kadar çocuk doğrulabiliyor. Doğum açısından bize göre 2,5 kat daha fazla doğuruyorlar.  Çok önemli hastanemizde dün 28 çocuk doğmuş dün, 26’sı Suriyeli…”

“1 milyon 300 bin çocuk Türkiye’de doğmuş. Bunları görüp de susmak bence gerçekten vatana ihanettir. Gelecek adına, geleceğimizi, çocuklarımızı, torunlarımızı bu sıkıntıyla baş başa bırakmak doğru bir şey mi?

“Sadece tarımda değil, lojistik, inşaat sektörü, ticaret, uluslararası ticarette, özellikle altın ticareti ellerinde…

İnşaatta ilerideler. Yüzde 74 tarımda bir daralma var. İnsanlar tarımı bırakıp şehirlere göçmüş. Girdi masrafları yükseldi. Gübre, mazot, tohum, fide fiyatları yükseldi. İnsanlar satarak girdi masraflarını çıkaramıyor. Suriyeliler daha ucuz çalışıyor. Esnafta da durum aynı şekilde. Arapça bildikleri için Ortadoğu’ya ticarette ön plana çıktılar. Hatay’da sosyolojik, psikolojik, ekonomik sorunlar gittikçe artıyor…”

“Biz Antakyalılar olarak Osmanlı’da Halep sancağına bağlıyız. 

Bunlar bizim hem din kardeşlerimiz, hem de yüzyıllarca birlikte yaşamışız. Barışı istemek, fikir beyan etmek suçsa çekeriz mesele yok. Barış ortamı olursa, orada güvenlik sağlanırsa, bu insanlara yaşayabilecekleri altyapı oluşturursa. BM fonları oradan harcansın, insanlara çalışabilecekleri mekân yapılırsa. Bence o konuda da çaba sarf etmek lazım. Gerçekten konuya ideolojik, partizanca değil insanca bakıyorum. 

“Elimde 1 yıl önce veriler var. Son seçimde 13 bin Suriyeli oy kullandı. 2019 seçimlerinde. 2020 verilerinde oy kullanacak insan sayısı 18 bine çıkmış…”

 
“Son seçimde Reyhanlı’da vatandaş olup seçime girseler rahat rahat kazanırlar. Mesele o değil, bundan sonra insanların gelecek adına plan program yapabilmesi için önünü görebilmesi lazım. 
Sosyolojik, psikolojik sıkıntıların bertaraf edilmesi lazım. Bunu belediye başkanı yapamaz. Hükümetle işbirliğinde yapmak lazım…”

Evet! Başkanın açıklamalarının özeti bu.

Deveye ‘Neren eğri?’ diye sorduklarında ‘Nerem düz ki’ diye cevap vermiş.

Biz de konuya bodoslama girmeden, 

Önce başkanın eğrileri ile doğrularını birbirinden ayıralım. 

“Biz Antakyalılar olarak Osmanlı’da Halep sancağına bağlıyız…”

“Bunlar bizim hem din kardeşlerimiz, hem de yüzyıllarca birlikte yaşamışız. Barışı istemek, fikir beyan etmek suçsa çekeriz mesele yok. Barış ortamı olursa, orada güvenlik sağlanırsa, bu insanlara (Suriye’de) yaşayabilecekleri altyapı oluşturursa. BM fonları oradan harcansın, insanlara çalışabilecekleri mekân yapılırsa. Bence o konuda da çaba sarf etmek lazım. Gerçekten konuya ideolojik, partizanca değil insanca bakıyorum…” 

“Sosyolojik, psikolojik sıkıntıların bertaraf edilmesi lazım. Bunu belediye başkanı yapamaz. Hükümetle işbirliğinde yapmak lazım….” sözleri doğru.

Ne yazık ki birçok konuda olduğu gibi sayıları 6 milyona yaklaşan Suriyeli, Afgan, Özbek, Türkmen…göçmenlerle ilgili de hükümetin makro bir projesi yok.

Makro bir planlama olmadığı için de korkunç paralar harcanmasına rağmen, çözüm bekleyen yığınla sorun ortada duruyor.

Bundan sonrası için doğru düzgün bir yol haritası da gözükmüyor.

Buraya kadar Hatay Belediye Başkanı’na bir diyeceğimiz yok.

Ancak sorunu anlatırken tarihi, demografik ve siyasi gerçekleri alt üst etmesini kabul etmemiz mümkün değil.

1. “Hatay’ın geçmiş tarihini çok iyi bilen insanım. Misak-ı Milli sınırları içerisinde Hatay’ın dışında her yer kurtuldu” diyen Başkan’ın Misak-ı Milli’den haberi yok!

Hatay‘ın dışında her yer kurtulmadı.

Reyhanlı sınırından Deyrizor’a kadar Kuzey Suriye’nin tamamı Misak-ı Milli’nin içinde.

Ayrıca Musul, Kerkük, Erbil, Zaho, Duhok, Süleymaniye, Halepçe, Batum, Batı Trakya… da.

2. Devletin resmi rakamlarına göre Hatay’daki Suriyeli sayısı (Türkmen, Arap, Kürt…) 436 bin.

Bunlardan vatandaşlık verilerek oy kullanma hakkına sahip olanların sayısı 18 bin.

3. Doğurganlık oranı Suriye’de 2019 yılı verilerine göre kadın başına binde 2,77; başkanın iddiasına göre ise Suriyeli göçmenlerde 5,3.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarında bu oran binde 2,06

Rakam Suriye’de 2,77 iken Türkiye’ye göç edildiğinde nasıl bir anda binde 5,3 oluyor izahı zor. Bu konuda maalesef gerçek resmi rakamlara ulaşamadım.

4. Hatay’ın 31 Aralık 2021 itibarı ile nüfusu 1 milyon 670 bin 712.

Binde 5,3 doğurganlık verisi doğru kabul edilse bile önümüzdeki 10 yılda 436 bin Suriyeli sayısı ancak 600 bine ulaşıyor.

Hatay’ın kendi nüfusu da yerinde durmayacağına göre nüfusun eşitlenmesi 98 yıl sonra bile mümkün değil.

5. Bu 98 yıl boyunca da Suriyelilerin hiçbir sosyokültürel ve ekonomik değişime uğramadan bugünkü sosyolojileri ile üremeleri gerekiyor ki bu da sosyoloji ilminin ‘mosyolojiye’ dönmesi demek!

6. Suriyeliler uzaydan gelmiş değiller.

Başkanın da hatırladığı gibi, daha düne kadar Hatay (Antakya, İskenderun, Dörtyol…) Urfa, Maraş ve Adana, Halep vilayetinin sancaklarıydı. 

Reyhanlı-Halep; Kilis Halep arası kuş uçuşu 50 kilometre bile değil.

Kadıköy-Gebze arası kadar. 

1938 yılına kadar Hatay, Fransız mandası altında Suriye’ye bağlıydı.

Halep vilayetini böldüler, yarısı Suriye denilen nevzuhur devlette, yarısı da Türkiye’de kaldı.

Hataylı Türk, Kürt, Arap, Süryani neyse Halep’tekiler de aynı. Amca, dayı, hala, teyze çocukları.

Türkiye Dışişleri Bakanı Abdülvahit Halefoğlu, Suriye Cumhurbaşkanı Suphi Bereket’in damadıydı.

Özbek Ahad Andican, Azeri Samet Ağaoğlu ve Batı Trakyalı Mehmet Müezzinoğlu gibi onlarca kişi Türkiye Cumhuriyeti’nde bakanlık yaptı.

1936 nüfus sayımında Hatay’da yaşayanlardan 102 bin kişinin anadili Arapça, 85 bin kişinin ise Türkçeydi.

Bugün de Hatay’ın Türkiye vatandaşı nüfusunun yaklaşık yarısı Alevi ve Sünni Araplardan oluşuyor.

Bir devre AK Parti’den 2 devre CHP’den seçilen Lütfü Savaş, özellikle son 2 devre aldığı oyların çok büyük bir kısmını CHP’nin ana tabanı olan Alevi Araplardan almış bulunuyor (Bakınız 2019 seçim sonuçları).

Antakya’yı defalarca gördüm. İnan edin Türkiye’nin birçok şehri son 20 yılda çağ atlarken Antakya İzmir’den de beter bir halde. Doğru düzgün bir bulvar bile yok.

Sayın Başkan Şanghay’a, San Francisco’ya, Astana’ya, Singapur’a kadar gitmesin!

Urfa, Maraş, Mersin ve Diyarbakır’a gitsin;

Gitsin de bu şehirlerde son yıllardaki sıçramayı görsün yeter.

Başkanın Hatay’ı Suriyelilerin yönetmesinden bu kadar çok korkmasına;

“Hatay elden gidiyor” diye endişelenmesine gerek yok.

Velev ki ‘korkusu’ gerçekleşse bile inan edin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan bir Suriyeli (Türkmen, Kürt, Arap…)  Hatay Belediye Başkanı olduğunda Hatay’ı, sayın Lütfü Savaş’tan çok daha iyi yönetecektir.

Önerilen Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.