Altan Tan Yazdı: Cumhur İttifakı-Millet İttifakı ve Devlet

04.05.2021

‘Devlet nedir, hele hele derin devlet nedir, nerededir, nasıl işler, ne yer ne içer, ağası beyi kimdir…?’ hemen herkesin konuştuğu, bin bir merakla önüne gelene sorduğu ancak her ne hikmetse kimsenin bir türlü cevabını bulamadığı sorular.

İlk gençlik yıllarımdan bu yana yaklaşık 50 yıldır siyasetin içinde olmama rağmen itiraf edeyim ki benim de doğru düzgün cevaplayamadığım ağır mevzular.

Üstüme vazife olan olmayan birçok konuda bülbül gibi şakırken bu konuda kem küm etmekten ve beylik birkaç kelam etmekten öteye gidemiyorum.

Bizim gibiler için çocukluğumuzda devlet ağzında düdüğü, elinde değneği ile mahallemizin bekçi babası ile karakoldaki polis amcalardı.

Belediye, tapu ve nüfus müdürlükleri ise devletten sayılmazdı!

Elinde sopa olmayan hiç devlet olur mu?

Biraz daha büyüyünce adliye, mahkeme, hakim ve savcılarla; bir iki darbe gördükten sonra ise MİT ve generallerle tanıştık.

Yargıtay, Sayıştay, Danıştay… çok sonraları teşerrüf ettiler.

Kontrgerillayı Ecevit’ten önce tanıdık lakin o da binlerce memleket evladının sokak ortalarında infazından sonra.

Yıllarca ‘Genel Kurmay’dır, Genel Kurmay’dır’ diyenlerden de bir şey anlamadık.

Son 15 Temmuz 2016 Darbesinde 350 kişilik general kadrosunun 250’si diskalifiye edilip 180’i cezaevine konulunca daha da şaşırdık.

Velhasılı kelam ‘Derin Devlet nedir’ diye soracak olursanız; dini bütün bir arkadaşımızın tarifi ile ‘Derin Devlet cin taifesi gibidir, Eşhedübillah vardır ama görünmez, vakti saati geldiğinde bir çarpar ki feleğin şaşar’

AK Parti  ‘Devlete’ yürüyen bir halk yürüyüşü olarak yola koyuldu.

Bugün gelinen noktada o mu devlete hakim oldu, ‘Devlet’ mi ona hakim oldu? Tam bir yumurta-tavuk hikayesi!

İşin içinden çıkamayıp orta yolu bulmaya çalışanlara göre ise ‘Derin Devlet’ ile AK Parti ittifak kurdu.

Bugün olan bitenin ve dahi olmaya devam edenin izahı bu.

Bir başka açıdan AK Parti’nin hikayesini tersinden Feridüddin-i Attar’ın Mantıkuttayr’ına (Simurg-Kuşların Hikayesi) benzetmek de mümkün.

Mantıku’t-tayr’ın konusu kısaca şöyle: Kuşlar kendi aralarında toplanıp hiçbir ülkenin padişahsız olmadığını, padişahsız ülkede nizam ve intizam kurulamayacağını belirtirler. Aralarında bulunan ve mürşidi temsil eden, Süleyman peygamberin mahremi ve postacısı hüdhüd (en-Neml 27/20-30) bu konuda onlara yol göstereceğini söyler.

Hüdhüdün öncülüğünde toplanırlar. Fakat yolun uzak ve sıkıntılı olduğunu anlayınca bülbül, papağan, tavus, kaz, keklik, hümâ, doğan, balıkçıl, baykuş ve diğer bazı kuşlar birer mazeret ileri sürerek yolculuktan vazgeçmek isterler.

Hüdhüd kuşların hepsine cevap vererek onları ikna eder. Sonunda bütün kuşlar hüdhüdün kılavuzluğunda yola çıkarlar. Yolculuk esnasında bitkin ve yorgun düşen binlerce kuş hüdhüdden şüphelerinin giderilmesini ister. Hüdhüd her birinin soru ve itirazlarına cevaplar verir.

Önlerinde “talep, aşk, mârifet, istiğna, tevhid, hayret, fakru fenâ” denilen yedi vadinin bulunduğunu ve bunları geçince padişahları olan sîmurga ulaşacaklarını anlatır.

Tekrar yola koyulan kuşlardan sadece otuzu hasta ve yorgun durumda bu vadileri aşıp yüce bir dergâhın önüne ulaşır. Burada bir postacı gelip onların sîmurgu sorduklarını anlayınca önlerine birer kâğıt parçası koyarak okumalarını söyler.

Kâğıtları okuyan kuşlar bütün yaptıklarının yazılı olduğunu görüp şaşırırlar. Bu sırada sîmurg da tecelli eder. Fakat gördükleri sîmurg kendilerinden başka bir varlık değildir. Sîmurgda kendilerini, kendilerinde sîmurgu görüp hayretler içinde kalırlar. (İslam Ansiklopedisi)

Devleti ele geçirerek dönüştürmek isteyenlerin en sonunda devlete benzemelerinin hazin hikayesi.

Belki de bütün iktidarların serancamı.

Son anketlerde AK Parti-MHP ittifakının oluşturduğu Cumhur İttifakı’nın oyları giderek düşmekte ve eğer bu anketler doğru ise başını CHP’nin çektiği Millet İttifakı öne geçmiş durumda.

Normal zamanında yapılırsa seçimler Haziran 2023’te.

O zamana kadar  siyaset köprüsünün altından hangi sular akar meçhul.

Süleyman Demirel’in dediği gibi bazen siyasette 24 saat bile çok uzun bir zamandır.

Ancak açık olan bir durum var ki Millet İttifakı’nın AK Parti iktidarını devirmesi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimi kaybetmesi HDP oylarına bağlı.

HDP oyları olmadan böyle bir sonucun elde edilmesi neredeyse imkansız.

PKK Türkiye’de silahları susturmadan HDP ile hiçbir partinin açıktan ittifak kuramayacağı da bir tek HDP’nin anlamadığı/anlamak istemediği ayrı bir gerçek.

Bunun niye böyle olduğunu tartışmak bile gereksiz!

Göz ardı edilen çok önemli bir durumda seçimlerde ‘Devletin’ alacağı tavır.

Aslında CHP de, İYİ Parti de tüm önemli mevzularda ‘Devlet’in yanındalar, yanında olmak zorundalar.

Siyasi kodları da genetikleri  böyle!

Bu duruşları Kıbrıs Meselesinden, Doğu Akdeniz’e; ‘Andımızdan’ Kürt sorununa kadar aynı.

‘Devletle’ ayrışamaz ve asla çatışmazlar/çatışamazlar.

O halde HDP ile ittifak bu işin neresine oturacak veya ‘Devlet’ ana politikalarına halel getirmeden mevcut gitmekte olduğu yola nasıl devam edecek.

Can alıcı soru bu!

Ortada ‘Devlet’e yeni bir ‘format’ atmak isteyen gerçekten demokrat bir muhalefet de olmadığından ‘Devlet’ ister AK Partili Cumhur İttifakı ile ister Millet İttifakı ile yola devam etmek istesin, HDP’yi, daha da özelinde de Kürtleri bir ‘kaba’ koymak mecburiyetinde veya tersinden bir ifadeyle HDP Devlet ile yeni bir ilişki şekli geliştirmek zorunda.

Ya çatışmaya devam veya anlaşmaya-uzlaşmaya meram!

Meseleyi biraz karıştırdığımın (anlamayanlar veya anlamak istemeyenler açısından) farkındayım!

Anlayana sivri sinek saz, anlamayana davul zurna az!

Anlayanlar, anlamayanlara anlatsınlar!

 

Altan Tan’ın Tüm Yazıları

 

Önerilen Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.