01.02.2022
Büyüklerimiz ‘Et kokarsa tuzlanır, tuz kokarsa çare tükenir’ derlerdi.
Memlekette ‘tuz kokalı’ bir hayli oldu.
Uzun uzadıya;
Niye koktu?
Ne zaman koktu?
Kim kokuttu? Fasıllarına girmeyeceğim.
Son hafta yaşadığımız iki hadise hali pür melalimizi anlatmaya yeter de artar bile.
İstanbul BŞBB Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’un hercümerç olduğu gün İngiltere Büyükelçisi ile Rumelikavağı’nda balık yediği haberi medyaya düşer düşmez her zaman olduğu gibi memleket yine ikiye bölündü.
İktidar trolleri ‘Körün istediği bir göz, İmamoğlu verdi iki göz’ diyerek aşk-u şevk ile sövüp saymaya;
CHP’liler ise işin aslını faslını öğrenmeden İmamoğlu’nu sahiplenmeye başladılar.
Servis edilen fotoğrafların montaj olduğundan, eski olduğuna kadar akla hayale gelmeyen savunmalar yaptılar.
İçlerinde Mehmet Bekaroğlu gibi yaşını başını almış şahısların da olduğu, siyasi tecrübe sahibi birçok kişinin bile aklına İmamoğlu’nu arayarak en kestirme yoldan bir bilgi alma fikri gelmedi.
‘AK Partililer söylüyorsa mutlaka yalan ve iftiradır’ mantığıyla anında hücuma geçildi.
Hırs ve düşmanlığın insanın gözünü kör etmesi bu demek.
Olay aydınlandıktan sonra da yine kimse;
‘Yahu kardeşim! Tamam bizim partidensin, arkadaşımızsın ama bu yaptığın doğru değil, hareketlerinde biraz daha dikkatli ol.
Hem belediyenin Haliç kıyılarından, Boğaz’da Arnavutköy ve Üsküdar’a kadar denize sıfır en güzel balık restoranları varken niye o kış kıyamette ta Boğaz’ın sonundaki Rumelikavağı’na kadar gidip, üstüne üstlük bir de 48 bin TL hesap ödedin demedi.
Geçen hafta bir olay da Trabzon’da meydana geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da katıldığı bir açılış töreninde sahne kenarına gelen bir çocuk, sahneye çıkarıldı; Cumhurbaşkanı’nın elindeki mikrofonu aldı ve önce Cumhurbaşkanı’na övgüler yağdırdıktan sonra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na küfür etmeye başladı.
Sahnedekilerin hepsi de pişkin pişkin gülmeye başladı.
‘Çocuk oraya kadar nasıl geldi?
Geldi de eline mikrofon niye verildi?
Birileri kurdu da mı getirdi?
Falan, filan; yalan, dolan!
Bunların hiç biri benim için önemli değil!
Her zaman olduğu gibi işin magazin kısmında değilim.
Merak edenler araştırsın.
Ne mi hissettim?
Halk tabiri ile ‘Ne kız tarafıyım ne de oğlan tarafı!’
Ancak bir anda rahmetli annem aklıma geldi ve utandım.
Hem de çok utandım.