Faysal Mahmutoğlu: Papa’nın Irak Ziyareti

13.03.2021


Tarihte ilk kez Katolik dünyasının ruhani lideri Papa Francis Irak’ı ziyaret etti. Daha önceki Papaların ziyaret talepleri Saddam tarafından reddilmişti. Ziyaretin ilk durağı Bağdat’ta Başbakan Kazımi tarafından kılıçlar eşliğinde karşılandı. İlk vardığında “Selamün Aleyküm” dedi. Bağdat’taki konuşmasında ise “Irak’a barış hacısı olarak geliyorum” demesi dikkat çekti. Başbakan Kazımi ve Cumhurbaşkanı Berhem Salih’le görüştükten sonra Arap Şiası’nın kutsal kenti kabul edilen Necef’e geçti. Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi, Papa’nın ziyareti vesilesiyle 6 Mart’ı ulusal hoşgörü ve birlikte yaşama günü ilan etti.

Ziyaretin en önemli ayaklarından birisi de Necef’tir. Necef’te Irak nüfusunun yüzde 65’ini oluşturan şiilerin en yüksek dini otoritelerinden olan Ayetullah Uzma Ali Sistani ile görüşmesi ve Sistani’den “Etrafını aydınlatan irfan sahibi bir fener” şeklinde iltifat etmesi anlamlıdır. Sistani, 2003’teki ABD işgalinden beri devam eden kaos ortamında ‘birleştirici’ rolü ile bilinen bir liderdir. İran’la ilişkileri iyi fakat İran’ın adamı olarak tanımlanmayan bir kişiliktir. Sistani, İran Şiası’ndan farklı olarak din ve mezheplerin devlet işlerinden ayrılması gereğini savunan bir lider.

Yine Sistani’nin 2015 yılında “IŞİDe karşı silahlanın ve azınlıkları koruyun” fetvası ve Haşti Şaabi için de Babiliyyun gibi Hristiyan birliklerin bulunması, Papa’nın Necef’i ziyaret etmesinde önemli rol oynadığı şeklinde yorumlandı. Papa Iraklı Hristiyanları koruduğu için Sistani’ye teşekkür etti. Özellikle Papa Francis’in Sistani ile yaptığı görüşmede 2019 yılında Birleşik Arap Emirliği’nde yapılmış olan İbrahimi dinler konferansında Sünnilerle el Ezher üzerinden yapılan İbrahim anlaşmasının (İnsan kardeşlik belgesi) Şii ayağını hedeflediği düşünülüyor.

Necef’te Papa’nın gelişinden önce her taraf Hz. Ali’nin Mısır’a gönderdiği kumandanı Eşter en-Nehai’ye yazdığı mektupta geçen “İnsanlar iki sınıftır: Ya dinde kardeşin ya da yaratılışta eşindir” yazılı afişlerle donatılmıştı.

Ziyaretin önemli bir ayağı da şüphesiz Kürdistan Federe Devleti’nin başkenti Erbil’di. Erbil’de Cumhurbaşkanı Neçirvan Barzani ile Başbakan Masrur Barzani tarafından hem barışı simgeleyen hem de Hristiyanlık inancının önemli bir sembolü olan kırk zeytin dalı eşliğinde, Hz. İsa’nın konuştuğu dil olan Aramice ilahilerle kaşılandı. Papa Francis Erbil’e geldiğinde ilk sözü; “Kürdistan’ı unutmadım” oldu. IŞİD saldırılarından kaçan herkese (Hristiyanlara, Ezidilere, Türkmenlere) kapılarını açan Erbil’e teşekkür etti. Erbil’de başkan Barzani ile de biraraya geldi. Cansız bedeni sahile vuran bebek Aylan Kurdi’nin babasıyla da görüşmesi ziyaretin çok ince ayrıntılarının dahi planlandığını gösteriyor.

Ziyaretin Hristiyan teolojisini alakadar eden en önemli duraklarından biri de M.Ö 700 yıllarında Asurlular’a başkentlik yapmış ve Hz. İbrahim’in doğum yeri olarak kabul ettikleri Kürdistan’ın Ninova bölgesindeki Ur şehri oldu (Müslümanlar böyle düşünmüyor). 1970’lerden bu yana Polonyalı Papa ikinci John Paul tarafından Ur şehri Hristiyanların Hac mekanı haline getirildi. Ninova ayrıca Hz. Yunus’un şehri olarak da bilinir. Musul’u işgal eden IŞİD, Ninova antik kenti gibi Hz. Yunus’un kabrini de yıkmıştı.

Papa Francis, Hristiyanların başkent olarak adlandırdıkları Hamdaniye ilçesindeki Dört Kilise Meydanı’nda yıkılan kiliselerin enkazı arasına dua etti. Irak, Hristiyanların kadim topraklarındandır. 2003’ten sonra el-Kaide ve IŞİD Hristiyanlara yönelik saldırılarını arttırmıştı. Hristiyanların çoğu göç etmek zorunda kaldı. Papanın verdiği mesajlar onlara moral ve motivasyon sağladı.

En son günde ise Erbil’deki Franso Hariri Stadyumu’nda Hristiyan Kürdistan vatandaşlarıyla birlikte bir ayine katıldı, ayin yönetti. Franso Hariri, Mele Mustafa’nın en yakınındaki peşmergelerinden biriydi. Kürdistan Demokrat Partisi politbüro üyesi olan Hariri, Kürdistan Federe Devleti ilanından sonra Erbil valisi oldu. Kan ve şiddetten beslenenler 18 Şubat 2001 yılında onu katletti. Erbil Stadyumu onun adını taşıyor.

Papa Francis’ın ziyaretinin siyasi amacını, kimlerden kimlere ne mesaj getirdiğini bilmiyoruz. Bilindiği gibi Papa, Havari Petrus’un halefi olarak “Tanrının yeryüzündeki vekili” olarak kabul edilir. Bu Papanın dini kimliğini gösterir. Papa aynı zamanda Vatikan devlet başkanı olmasıyla da siyasi-seküler yönünü oluşturuyor. Dolayısıyla bu ziyaretin dini ve siyasi bir içeriğe sahip olması kuvvetle muhtemel. ABD başkanı Biden’ın katolik olması, ziyarete spekülatif yorumlar yapılmasına neden oldu.

Ziyaretin Sünni ayağının eksik bırakıldığı şeklindeki eleştirilerin haklılık payı vardır. Ancak görüştüğü Irak Devlet Başkanı Berhem Salih ile Barzaniler sünni kimlikli şahsiyetlerdir.

Papa’nın Kürdistan bölgesini ziyaret etmesi kimi İslami çevreler ile Kemalistleri ciddi manada rahatsız etti, aynı potada buluşturdu. Ziyaretin Kürtlere bağımsızlık yolunu açacağı varsayımından hareketle endişelerini dile getirdiler. Papa bir ton tükürükle dönmeliydi Vatikana” şeklinde yazılar da yazıldı. Oysa Papa’nın 2014 yılında Türkiye’yi ziyaret etti. Daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan 2018 yılında Vatikan’ı özellikle Kudüs gündemli olarak ziyaret etti. Bu ziyaretler İslami çevreleri ziyadesiyle memnun etti.

Şii Tükmenler’in önde gelen isimlerinden Natık Abbas Hasan el Bayati, Ayetullah Sistani ile Papa’nın Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilmesini önerdi.

Faysal Mahmutoğlu’nun Tüm Yazıları

Önerilen Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir