Faysal Mahmutoğlu Yazdı: Filistin Trajedisi

21.10.2023

Coğrafya kaderdir. Ortadoğu’da doğmuş olmak insanca yaşayamamanın kaderi. Dinlerin neşet ettiği coğrafya. Peygamberlerin gönderildiği, katledildiği, vahyin indiği coğrafya. Hz. Ömer’in, Hz. Ali’nin, Hüseyin’in şehit edildiği, Muaviye’den başlayan İktidar mücadelesinin kanlı bir şekilde günümüze değin devam ettiği coğrafya. Devletin bekası gerekçe gösterilerek evladın, kardeşin ve babanın katledildiği, kız çocuklarının diri diri gömüldüğü, kadınların ikinci sınıf insan olarak görüldüğü, insan haklarıyla tanışılmayan talihsiz bir coğrafya.

Etnik ve dinsel aidiyetin sorun olarak görüldüğü; etnik, dinsel hatta mezhepsel savaşların hiç eksilmediği, farklılıklar için ölüm fetvalarının kol gezdiği, hukukun egemen olmadığı, dinin yöneticilerin meşruiyet kaynağı olarak işlev gördüğü Ortadoğu’dan bahsediyoruz.

Böyle bir coğrafyada 75 yıl Apartheid rejiminin işgali altında vatansız bir şekilde yaşamak büyük bir trajedi. Filistin halkı dünyanın en büyük açık cezaevinde hapsedilmiş durumundadır on yıllardır. Tek suçları o coğrafyada doğmuş olmak ve bulunmak. İnsanlığın gözü önünde 21.yüzyıln utanç duvarı Gazze’de inşa edildi.

İsrail rejimi, yapısı, ideolojisi Filistinlilerin kanı üzerinden inşa edilmiş. Son Hamas’ın gençlik festivali baskını hariç, Filistinlilerin verdikleri ve verecekleri tüm karşılıklar meşrudur. Zira tarihin en uzun, en vahşi işgali altında yaşıyorlar.

Filistin sorunu insan olmakla ilgili bir sorun. Filistin halkının zulüm ile imtihanı neredeyse yüz yılı bulmak üzere.

İsrail, Hamas’ın 7 Ekim saldırısını “Allah’ın bir lütfu” olarak değerlendirip topyekün bir saldırıya geçti. Üstelik Gazze saldırısını uluslararası hukuku açıkça çiğneyeceğini ifade eden resmi beyanlarla başlattı. İki milyondan fazla insanı aç ve susuz bırakan İsrail havadan, karadan ve denizden Gazze’yi bombalamaya başladı. Bu satırların yazıldığı ana kadar iki binden fazla insan katledildi. BM yardım görevlileri öldürüldü. Dahası yasak olmasına rağmen, yerleşim yerlerine, hastanelere fosfor bombası atıldığına dair görüntüler paylaşıldı. Önlerine çıkan herkesi, her şeyi imha ediyorlar. Hastane, okul, yerleşimi birimi ayırımı gözetmiyorlar. Açıkça bir etnik temizlik operasyonu yürütüyorlar. Hasılı, Gazze’de bir insanlık trajedisi yaşanıyor.

İsrail’de bir polis karakoluna saldırı terörizm olarak kabul edilirken, Gazze’de hastaneye saldırmak meşru müdafaa. 

Diğer yandan bu savaş suçu aleni işlenirken AB sözcüleri İsrail’e destek açıklamalarında bulundular. Batı ülkeleri İsrail’e desteği öylesine ileri boyuta taşıdılar ki, Filistin’e destek eylemlerini dahi yasakladılar. Filistin bayrağını taşıyanlar gözaltına alındı. Bu yasaklardan İsrail devletinin Filistinlilere yönelik siyasetini eleştiren, ateşkes ve barış isteyen Yahudiler de payını alıyor.

Yıllardır Filistinli sivillerin katledilmelerine ses çıkarmayan Batılı ülkelerin bir anda koro halinde İsrail’in safında yer almaları ve Gazze’de işlenen savaş suçları hakkında ses çıkarmamaları, kuşkusuz ibretlik bir durum ve utanç verici bir çifte standart olarak tarihe geçecek.

İsrail, Hamas’ın uzun bir hazırlık sürecinden sonra gerçekleştirdiği bu saldırıdan gerçekten bihaber miydi?

Bugün için Hamas İsrail’e yönelik silahlı mücadele yürüten en büyük örgüt. Bölgede tüm aktörlerin dikkatini üzerinde topladığı, her hareketinin ABD, İsrail, Mısır hatta Ürdün tarafından dikkatle takip edildiği bir yapı.

Savaş halinde olduğu İsrail’in bunu ihmal etmiş olması düşünülemez. Kaldı ki, İsrail’in elinde son derece gelişmiş gözetleme sistemleri, uydular, insansız hava araçları, gözetleme ve dinleme balonları, ısı ve hareketlere duyarlı hassas sensörlerle örülmüş bir duvar ve tel örgüler var. Ayrıca tüm Filistin’de insani istihbaratının da çok güçlü olduğunu biliyoruz.

Onlarca paraşüte takılı motorlarla saldırı hazırlık ve eğitimleri, araç ve gereç temini gibi çalışmaları tüm istihbarat birimleri fark eder. Sadece saldırının kapsamı ve detaylar tahmin edilmemiş olabilir.

Özellikle gençlik festivalinin basılmasının, çok sayıda sivilin öldürülmesinin ve rehin alınmasının Filistin hareketinin ve Hamas’ın imajına büyük bir darbe vuracağı çok açıktı. Bu bilindiği halde böyle bir eylem tarzının tercih edilmiş olması düşündürücü.

Nitekim Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanlığı Bilgi ve Basın Departmanı Müdürü Mariya Zaharova Cumhuriyet’ten Nalan Yazgan’a yaptığı açıklamada; İsrail ve ABD’nin, Ortadoğu’da yeni bir savaşa bahane olarak Aksa Tufanı operasyonuna izin verip vermediği önemi bir soru. Burada istihbarat zaafının olabileceği pek olası gözükmüyor. Hamas’ın yaklaşık bir yıldır bu operasyon için hazırlandığını ve bu planlar yapılırken İsrail ve ABD’nin bu operasyondan haberdar olmamalarının mümkün olmadığını belirtti. (22.10.2023)

Bu eylemin Hamas’ı IŞİD’le eşitleme potansiyeli var ki, Netanyahu, Hamas’ın IŞİD gibi temizlenmesi gerektiğini vurguladı.

Bu İsrail’in 11 Eylülüdür” söylemi işledikleri savaş suçunu “Terörle Mücadele” kapsamında örtmeyi amaç edinmektedir. Hamas, El Kaide ve IŞİD’le eşitlenmek istenmektedir. Böylece Hamas’ın meşruiyeti sorgulanacaktır.

1967 sınırlarını esas alan iki devletli çözümün Hamas tarafından ciddiye alınmaması, Netanyahu’nun ve İsrail sağının işine geliyor. Bu vesileyle hiç istemedikleri iki devletli çözüm ihtimalini ve bu yönde gelebilecek uluslararası baskıları bertaraf ediyorlar.

İki devletli çözüm ihtimalinin, Hamas’ın son eylemiyle tamamen ortadan kalkmasa da uzunca bir süre bekleme odasına alındığını söyleyebiliriz.

Filistin direnişinin desteklenmesi Hamas’ın desteklenmesi anlamına gelmiyor. Zira Hamas Filistin’i temsil etmiyor. Sorun Filistin’den kaynaklanmıyor; sorun olan İsrail’dir. Yüz yıldır kanla inşa ettiği Siyonist terördür sorun.

Son olarak bu savaşın kaybedeni sadece Filistin halkı değil, en önemli kaybedeni uluslararası değerler sistemidir. Maalesef uluslararası değerler İsrail’e karşı işlemiyor.

Mehmet Altan’ın ifadesiyle, yaşları nedeniyle bu yüzyılın ortasını bile göremeyecek ihtiyarlar, bu yüzyılı yaşama şansları olan çocukları öldürüyorlar.

Faysal Mahmutoğlu’nun Tüm Yazıları

Önerilen Yazılar

Bir yorum: “Faysal Mahmutoğlu Yazdı: Filistin Trajedisi

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.