Hasan Postacı Yazdı: Beklentiler ve Kaygılar Anaforunda Yeni Dönem

03.06.2023

Zorlu bir seçim süreci geride bırakıldı. Ak parti öncülüğünde Cumhur İttifakı kan kaybetmesine rağmen meclis ve başkanlıkta yeni dönemin iktidarı olarak bir beş yıl daha ülkeyi yönetme yetkisi kazandı.

Muhalefet cephesi ise doğrudan ve dolaylı bileşenleri ile sonucu değiştirecek bir toplumsal desteği bulamadı. Millet İttifakı Kemal Kılıçdaroğlu’nun oluşmasında özel çabalarının belirgin olduğu altılı masa ve başta HDP olmak üzere dış destek paydaşları temelde toplumsal kesimlere istenilen seviyede güven sunamadığı için hedeflediği sonuca ulaşamadı.

Sonuçlar ülke genelinde analiz ve anketlerin tahminlerinin aksine milliyetçi eğilimlerin güçlendiğini gösteriyor. MHP İyi Parti ve Ata İttifakı toplamda yüzde yirmi beşler seviyesinde bir oy oranına ulaştığı görüldü bu seçimde. Bu durumun sonuçları milliyetçi kesimde gelecek açısından köklü değişimlerin habercisi olarak okunabilir. Küresel boyutta başta mülteci politikaları olmak üzere yaşanan değişimler tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yerlilik odaklı etnik siyasal eğilimlerin tepkiselliklerini besliyor. Türkiye özelinde Suriye iç savaşının yol açtığı yeni durumlar milliyetçi tabanın özellikle güvenlik ve terör üzerinden ajite edilen Kürd sorunu tepkiselliği ile de ayrıca beslendiğini söylemek mümkün. Bununla beraber Ak partinin yeni dönem yerlilik ve millilik olarak mottolaştırdığı Türkiye yeni yüzyılı üzerinden seçim sürecinde programlaştırdığı söylem ve duruşlar Ak parti muhafazakâr, mütedeyyin tabanının milliyetçiliğe kaymasını teşvik etmesi Milliyetçi oyların yükselmesinde etkili olduğu söylenebilir.       

Diğer taraftan HDP oylarında bir kan kaybını yaşandığı görüldü. Bu durumun birçok farklı nedeni olduğu söylenebilir. HDP’ye açılan kapatma davası, parti örgütlenmesinde yer alan kadroların tutuklulukları, eş başkan Selahattin Demirtaş’ın mahkûmiyet ve siyasi yasaklılığı gibi sarsıcı durumların bunda önemli etkisi var. Diğer taraftan HDP’nin parti içi demokrasi kanalarının güçlendirilememesi, Kandil’in oluşturduğu ağır vesayet iklimi, gösterilen adayların tabanda karşılık bulmaması, seçim sürecinde etkili bir program ve söylem ortaya konulamaması gibi durumların da etkisinin en az diğer dış etkiler kadar belirleyici olduğunu not etmek gerekir.

Seçimlerin sonuçları yeni dönemde beklentilerin gerçekleştirilmesi ve endişelerin giderilmesi bağlamında Cumhur ittifakına bir şans daha tanımıştır. Başta ekonomide güven ve istikrar ikliminin oluşması ve kitleselleşen yoksulluğun giderilmesi olmak üzere sosyal devlet uygulamalarında irtifa kaybeden sağlık ve eğitim alanlarının güçlendirilmesi önemli bir beklenti konusu olarak görülmektedir.

 Aynı güven ikliminin bağımsız yargı işleyişinde de restore edilmesine ihtiyaç olduğunun altını çizmek gerekir. İnsan hak ve özgürlüklerinin korunması ve güvence altına alınması bağlamında tüm alanlarda yaşanan olumsuzlukların önlenmesi için güçlü etkili bir irade ihtiyaç olduğu ortak bir beklentidir.

Uzun tutukluluk süreleri, düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında yaşanan olumsuzluklar. Cezaevlerinde yaşanan çıplak aramalar gibi sorunlar. Yargılamalara yönelik açık veya dolaylı siyasi mobingler bağımsız yargı üzerindeki olumsuzlar olarak not edilebilir.

Yeni anaysa çalışmaları da bu bakımdan oldukça önemlidir. Bu çalışmalar yeni başkanlık sistemin deneyimlerinden kaynaklanan sorunları da gündeme alan bir duyarlılıkla şekillenmesi gerekir. TBMM’nin mefluç hale gelmiş imajı ve kuvvetler ayrılığını güçlendiren yeni anayasal düzenlemeler, sistemden kaynaklanan otoriter uygulamaların olumsuzluklarını gidermesi hedeflenmelidir.

Yeni anayasa ihtiyacının kendini dayattığı önemli konulardan biri de yüzyılı aşan bir soruna dönmüş Kürd meselesi ile ilgili açılımların anayasal güvence altına alınması olmalıdır. Etnik ayrımcılığı ajite eden Fransız seküler ulus milliyetçiliğinin demirden gömleği sistem üzerinden sökülüp atılarak binlerce yıllık bir arada yaşanmışlık değerleri yeniden yaşamsallaştırılabilir.       

Kürd meselesi bağlamında oluşan politik sert polarizasyon ve güvenlikçi politikaları merkeze alan yaklaşımların sorunu sadece bir terörle mücadele algısına indirgemekte ve yapılması gereken açılımları görünmez kılmaktadır. Özellikle millilik ve yerlilik vurgusu üzerinden ajite edilen etnik ayrımcılık iklimindeki söylemlerin her geçen gün rijitleşmesi toplumsal barışın, tüm farklılıkların bir arada yaşama kapasitesini, sosyal bilincini zayıflaması, toplumsal kesimlerin kahir ekseriyetinin geleceğe dair endişelerinin odaklandığı temel sorun olarak tanımlanabilir.

Bir yıl sonra yapılacak olan yerel seçimlerin iktidarın bu süreçteki beklentileri gerçekleştirme ve endişeleri giderme iradesinin, performansının ilk test edileceği, karşılık bulacağı önemli bir dönüm noktası olacaktır.

Yerel seçimlerde ortaya çıkacak sonuçlar iki genel olarak ihtimale indirgenebilir. İktidarın bir yıllık performans göstergeleri tüm yukarıda sayılan alanlarda bir iyileşme eğilimi göstermesi durumu yerel yönetim seçimlerinde iktidarın kaybettiği İstanbul, Ankara gibi büyükşehirler başta olmak üzere belediyeleri geri almasını beraberinde getirebilme olasılığı yükselir.

Tersine beklentilerin karşılanması ve endişelerin giderilmesi bağlamında iktidar güven vermez ve sorunlar kronikleşir ve derinleşirse en sert yanıtı bir yıl sonraki yerel yönetim seçimlerinde alır. Bu seçimlerde oluşacak hezimet erken seçim beklentilerini gündeme getirecek. Derin bir meşruiyet krizi yaşanma olasılığı ile beraber erken seçim kaçınılmaz olacaktır.

Beklentilerin karşılanmadığı, endişeleri her alanda ve konuda giderecek güven iklimi geleceğe dair inşaa edilemediği sürece yapılan seçimlerin anlamlı, etkili sonuçlar doğurması ihtimalinin olmadığını görmek gerekir.

Hasan Postacı’nın Tüm Yazıları     

Önerilen Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.