17.06.2023
Toplumsal örgütlenme modellerinde birçok farklı yapıdan bahsedilebilir. Örgütlü yapılarda yatay ve düşey ilişki hiyerarşisindeki şekillenişler, yönetim organları ve liderlik tipleri gibi birçok faktör örgütlü yapının niteliğini, kalite ve performansını belirler.
Örgütlü yapıların sektörel faaliyet alanları da örgütlenme biçimlerinden herhangi birini tercih etmede belirleyici olur. Örneğin askeri bir örgütlenmede düşey ilişki emir-komuta zinciri üzerinden oldukça katı ve yatay ilişki daha zayıf ve edilgendir. Yönetim komuta kademesi rütbe yükseldikçe karizmatik liderlik daha belirginleşir. İtfaiye, zabıta, emniyet teşkilatı gibi kurumsal yapılarda bu askeri örgütlenme karakteri çeşitli düzeylerde geçerlidir.
Eğitim ve sağlık kurumlarının örgütlü yönetim modelleri beyaz yakalı ağırlıklı olduğu için salkım tarzı hücresel birimler üzerinden uzmanlık odaklı örgütlü yapılar öne çıkar. Bu tür yapılarda üst düzey yönetim daha çok bir koordinasyon misyonu üstlenir. Genel aşağıdan yukarıya etkileşim daha güçlü ve belirleyicidir. Hizmet üretim odaklı oldukları için çıktıların ölçülmesi oldukça zordur. Performans ve marka değerliliği hizmet alanların memnuniyetleri ile orantılıdır. Yani performans ölçümünün ana kriterlerinden biri müşteri memnuniyetidir.
Benzer analizleri fabrika merkezli örgütlülüklerde, barolar, odalar ve sendikalar gibi yarı resmi kurumlar için yapılabilir. Sivil toplum kuruluşu kategorisine giren, gönüllülük merkezli çeşitli alanlarda çalışan dernek ve vakıflarda daha farklı örgütlenme yapıları karşımıza çıkar. Spor kulüplerinden üst federasyonlara, uluslararası kuruluşlara kadar birçok örgütlü yapı için farklı değerlendirmeler yapılabilir.
Siyasi parti örgütlenmelerinde güçlü yapılanmalar partinin siyasi başarısını etkileyen en önemli unsurların başında gelir. Türkiye siyasi geleneği partilerin örgütlenme kültürü bakımından farklı örnekliklere sahip olduğu görülür. Genel olarak kitleselleşme sürecine giren partilerde kuruluş dönemi idealizminin çözüldüğü ve örgütsel hacim arttıkça merkez organlarının, karizmatik liderlik veya önderliğin belirleyiciliğinin arttığı görülür. Bu durum ideolojik iklimi soldan sağa, milliyetçilikten muhafazakarlığa fark etmeksizin değişmediği ifade edilebilir.
Siyasal örgütlü yapıların ideal bir modelinden bahsedilebilir mi? Bu tür yapılanmalarda temel değer ve ilkeler neler olmalıdır? Siyasal partilerin ekonomik boyutta şekillenişleri nasıl olmalıdır? Gibi sorulara verilecek yanıtlar siyasal partilerin daha sağlıklı yapılanmalara doğru gelişimine katkı sağlayacağı söylenebilir.
Siyasal partinin birçok farklı tanımı yapılabilir. Örgütlü davranış bağlamında siyasi parti, aynı düşünce, fikir ve anlayış çerçevesinde bir araya gelerek ülke yönetimine katkı sağlamak, yönetmek ve iktidara gelmeyi hedefleyen örgütlenmeler olarak tanımlanabilir. Siyasi partilerin yönetimde etkili olmaları ülke genelinde yapılan seçimlerde aldıkları oylar üzerinden sağladıkları toplumsal destek oranına bağlı olarak değişmektedir.
Türkiye siyasal geleneğinin cumhuriyet dönemi 1946 yılına kadar tek parti CHF/CHP ile bir devlet partisi olarak otoriter iklimde geçmiştir. Katı bir cumhuriyet çatısı altında meclisin ve yerel yönetimlerin devlet ortoritesi, karizmatik önderlik üzerinden şekillenmiştir. Atatürk soyadı biricikliği ve yasal koruma altına alınması şekillenen önderlik karşısında geleneğin niteliği değişmeden alternatif bir karizmatik liderlik yarışına giren ‘Milli Şef’ klişesi ile kendini gerçekleştirmeye çalışmıştır.
Türkiye siyasi tarihi genetiğine işleyen karizmatik liderlik merkezli yapılanmalar Menderes, Türkeş, Demirel, Ecevit, Erbakan, Özal ve nihayetinde Erdoğan üzerinden sürdüğü görülür. Lider merkezli siyasi parti geleneği kaçınılmaz olarak siyasi parti örgütlenmelerini yukarıdan aşağıya jakobenik otoriterleşmeye dönüşümünü kaçınılmaz kılar.
Kitlelerin konsülüde edilmesinde oldukça etkili sonuçlar elde edilmesine karşın eleştirel akılın yerini körleştirilmiş itaatın, fanatik partizanlığın almasına yol açar. Yatay etkileşimi zayıflatarak alt lobilerin çatışmasını kaçınılmaz olarak ajite eder. Yerelden genele iletişim ve etkileşim kanalarının tıkanmasını kaçınılmaz kılar. Her türlü sorunun çözümü karizmatik liderliğe/önderliğe adreslendiği için yapı hantallaşır, hatalar görünmez, eleştirilere karşı sağırlaşılır.
Siyasal partilerin ekonomik ilişki düzlemi ayrı bir sorunsal olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye özelinde devlet örgütlenmesi belli bir düzeye gelmiş partilere belli oranlarda hazine yani yurttaşlardan toplanmış vergilerden belli bir ödeme yapmaktadır. Bunun yanı sıra özellikle yerel yönetimleri elinde bulunduran siyasi partiler normal dönemlerde ve özellikle seçimlerde parti çalışmalarına yasal olmamasına rağmen ciddi kaynaklar aktarmaktadır. İktidarı elinde bulunduran siyasi partiler ise ayrıca devletin diğer kurumlarının dolaylı avantajlarını kullandığına dair sayısız örnek verilebilir. Temel de bu çarpık ilişki kuvvetler ayrılığı ilkesinin etkin kurumsallaşması üzerinden rehabilite edilebilir. Denetleme ve kontrol mekanizmaları güçlendirilerek, kamu etiği ile ilgili güçlü farkındalıklar üretilerek bu durum sağlıklı hale getirilebilir.
Ekonomik ilşiki çarpıklıkları parti içi ilişki düzlemlerinde de önemli hasarlar oluşturduğu görülür. Mevcut durumda parası olanın çok rahat bir şekilde milletvekili olabildiği, ekonomik gücüne göre parti mekanizması üzerinde herhangi bir konuma gelebildiği bir işleyişin olduğu sağır sultana bile aşikardır. Siyasi partilerde siyaset yapmanın bir meslek ve gelir kapısı olarak görüldüğü, bu konularda gerekirse parti iç tüzüğüne bile yer yer müdahale edildiği deneyimlerin yaşandığı biliniyor. Bu çarpıklık sitem içi yolsuzlukları ajhite eden en temel dinamik olarak karşımıza daha derin sorunları çıkardığının ayrıca altını çizmek gerekir.
Birkaç milyon harcayarak meclis üyesi olmuş, daha fazla paralar ödeyerek milletvekili veya belediye başkanı partisinden seçilmiş birinin bu harcamalarını karşılaması adeta bir yatırımın karlı sonuçları olarak algılanmakta ve en can yakıcı tarafı ise zımnen, fiilen meşru karşılanmaktadır.
Siyasi örgütlenme kültürü bakımında önemli sorunlardan biride illegal veya legal yapılanmaların vesayetinden kendini kurtarmayan siyasi parti örgütlenmeleridir. Bu konu ile ilgili analizleri diğer yazıya bırakalım.