26.01.2024
-Kurumsal Kültür Dinamikleri-
Devlet yapılanması içinde bulunan diğer kamu kurumlarından farklı olarak belediyelerin ilçe, il ve büyükşehir ölçeğinde yapılan seçimlerle yönetimleri oluşur. İl belediye uygulamalarında il ve ilçe belediyeleri kendi coğrafi sınırları içinde birbirinden bağımsız bir şekilde yetki ve sorumluluk alanları vardır. Köy ve beldeler ise İl Genel Meclisinin sorumluluk alanlarına girmektedir. Bu hizmetler İl Özel İdareleri tarafından yürütülür.
İlçeler merkezi yönetimin taşra örgütlenmeleri bağlamında il valisi aynı zamanda ilçe kaymakamlarının da mülki amirleri olmasına rağmen il belediye başkanları ile ilçe belediye başkanları arasında böyle bir kamusal ast-üst yönetim ilişkisi yoktur. Görev, hizmet ve sorumluluk alanlarının sınırları da birbirinden tamamen ayrı ve bağımsızdır.
Büyükşehir uygulamalarında durum farklıdır. 5216 sayılı yasa ile seçilen büyükşehir belediye başkanı, ilçe ve kırsal alanları ile beraber tüm ilin yasa ile belirlenmiş alanlardaki belediye hizmetlerinden sorumludur. İlçe belediye başkanları nüfus oranına göre belirlenmiş sayıda ilçe belediye meclis üyeleri aynı zamanda büyükşehir belediye meclisinin doğal üyeleridir. İl Genel Meclisi dolayısıyla İl Özel İdareleri büyükşehir belediyelerinde yoktur.
Tüm belediye hizmetleri 5216 sayılı yasa ile ilçe ve büyükşehir belediye başbakanlıkları arasında ayrı ayrı tanımlanmıştır. Örneğin su ve kanalizasyon işleri, toplu ulaşım ve itfaiye hizmetleri gibi fonksiyonlar büyükşehir bünyesinde devredilemez konuların başında gelir. İlçe belediyeleri ise temizlik işleri, 15 m altı yol ve sokakların sorumlulukları gibi konular ise ilçe belediyesinin yetki alanlarına girmektedir. İmar uygulamalarında 1/1000 uygulama imar planları ilçe meclislerinde karara bağlanarak Büyükşehir meclisinde onaylanması ile yürürlüğe girer. 1/5000 imar planları ise Büyükşehir belediye başkanlıkları tarafından düzenlenir.
Büyükşehir belediye uygulamaları genel olarak ilçe belediyelerinde eğitim, kültür ve sosyal belediyecilik uygulamalarını daha ön plana çıkarırken, büyükşehir belediyelerinin kentin büyük bütçeli fiziki sorunlarını, ulaşım, çevre, su, doğalgaz kentsel dönüşüm gibi alanlarında yoğunlaşmasını beraberinde getirdiği görülür.
Kurumsal kültür dinamiklerinin büyükşehir uygulamalarında yaşanan deneyimleri farklı boyutlarda güçlü ve zayıf tarafları analiz edilebilir. Özellikle son İstanbul ve Ankara büyükşehir belediyelerinin muhalefet partilerinde olmasının ve özellikle İstanbul’da büyükşehir belediye meclis çoğunluğunun iktidar partisinde kalması ile yaşanan deneyimlerde politik olarak bir “Topal Kaz” gerilimini ürettiği görülür. Bu gerilimin sorgulama, eleştirel yaklaşım ve denetleme oluşturması bakımından olumlu olmasına karşın iktidar ve muhalefet arasında yaşanan çatışmadan doğrudan etkilenmesinden dolayı da olumsuzluklara yol açtığı görülür.
Merkezi idare üzerinde iktidar partisi ile büyükşehir belediye başkanlıklarının muhalefette olmasının tepede yarattığı gerilimin, ilçe belediyeleri ile büyükşehir belediye yönetimi arasındaki ilişkileri bloke etmesine neden olduğu görülür. Toplamda bu ilişki ikliminin büyükşehir ve ilçe belediyecilik hizmetlerinde hissedilir bir irtifa kaybı oluşturduğunu belirtmek gerekir.
Büyükşehir belediye uygulamalarında ortaya çıkan önemli kırılma noktalarında biri de büyükşehir illerinin sosyal, ekonomik, coğrafi, kültürel alanlarda gelişmişlik düzeylerinin birbirinden önemli farklılıklar göstermesidir. İlk uygulamaların İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Ankara, Kocaeli gelişmişlik düzeyleri yüksek illerde olması sonrasında Diyarbakır, Şanlıurfa, Konya, Malatya kentleşme düzeyinin daha zayıf olduğu, kırsal coğrafi alanların oldukça geniş ve zor koşullara sahip olduğu illerde uygulanmasında farklı boyutlarda sorunların oluşmasını beraberinde getirdi. Örneğin su ve kanalizasyon, Toplu ulaşım gibi uygulamaların gelişmişlik düzeyi zayıf olan illerde bir karşılığının bile oluşmadığı görülür. Hala Diyarbakır, Şanlıurfa, Van gibi illerde kırsal mahallelere dönüştürülen köylerin birçoğunda su ve kanalizasyon altyapıları olmadığı gibi toplu ulaşım, imarlı ruhsatlı yapı uygulamalarının da çok zayıf kaldığını görmek mümkün.
Yürürlükte bulunan mevzuatta 5216 ve ilgili düzenlemelerin tek tip olmaktan çıkarılıp yaşanan sorunları gerçeklikleri üzerinden yeniden revize edilmesine genel olarak ihtiyaç olduğu belirtmek gerekir. Bu düzenlemelerin bölgesel yerel yönetimler odaklı şura ve çalıştaylarla şekillendirilmesi yaşanan sorunları etkin çözümü ve geleceğe yönelik sağlıklı süreçlerin oluşmasını beraberinde getirecektir.