Hasan Postacı Yazdı: Yerel Yönetimler Üzerine Analizler-5

02.02.2024

-Bütçe ve Mali Uygulamalar-

Modern devlet modellerinde mali boyuttaki kamu yönetim ilkeleri üzerinde, yaşanan büyük yolsuzluklar, keyfilikler, israf ve verimsizlikler, bu alanlarda ilkesel düzenlemeler üzerinde yoğunlaşmayı beraberinde getirmiştir. Başta AB müktesebatı olmak üzere tüm gelişmiş ülkelerde bu kapsamda yaşanan kırılmaları iyileştirmek için tanımlanan stratejik hedeflere ulaşmayı belli süreçler üzerinden gerçekleştirilmesine yönelik öncelikle verimlilik, denetim mekanizmaları, hesap verme ve performansa dayalı değişimlere odaklanmaktadır.

Türkiye bağlamında mali boyutlardaki kırılmaların en yoğun yaşandığı yerlerin belediyeler olduğunu vurgulamak gerekir. Mali alanda yaşanan olumsuzlukların genel kamu yönetimi örgütlenmesi bağlamında ajite eden boyutlarının yanı sıra mali düzenlemeleri belirleyen mevzuatın ve buna bağlı uygulamaların da etkili olduğunu görülür. Bu alanda çok daha derinlikli teknik ve akademik düzeyde çalışmaların yapılması gerekliliğini not düşerek konuyu genel anlayış ve ilkeler düzeyinde analizleri üzerinde durulmaya çalışılacaktır.

Genel olarak tüm kamu kurumlarında olduğu gibi belediyelerde de tüm mali süreçlerin bütçeler üzerinde şekillenir. Bütçeler gelecek iki yılı öngörerek yıllık bazda hazırlanır. Belediyelerde de her yıl Kasım ayı itibarı ile başlayan bütçe çalışmaları ile bir sonraki yılın bütçesi tanımlanır ve Aralık ayı itibarı ile belediye meclisine sunularak onaylanır ve yürürlüğe girer. Öngörülmeyen olası gelişmeler için bütçenin yüzde yirmisini geçmeyecek düzeylerde bir ek bütçe ile yıllık gelir ve giderler tanımlanır.

Belediyelerde ayrıca anonim şirket statüsünde en az bir tane iktisadi teşebbüs kurulması zorunluluğu vardır. Taşeronluk uygulamalarını ortadan kaldırma amaçlı 2018 yılı yayımlanan kararname ile 4734 sayılı ihale kanununda hizmet alımlarının yapılmasını ortadan kaldırarak belediyelerde ihtiyaç duyulan hizmet alımlarını kendi bünyesinde kurdukları şirketler üzerinden gidermesi amaçlı bu düzenleme zorunlu hale getirildi. Bunların dışında su, doğalgaz, ulaşım ve sosyal tesis işletmeciliği başta olmak üzere birçok alanda hizmet vermek için belediyeler bünyesinde bu tür iktisadi teşebbüslerin önemli bir mali kaynağı yönettiklerini belirtmek gerekir.

Türkiye’de 30 büyükşehir, 51 il belediyesi, 922 ilçe belediyesi ve 390 belde belediyesi olmak üzere toplam 1393 belediye kurumu bulunmaktadır. Belediyelerin toplam harcamalarının Gayri Safi Milli Hasılaya (GSMH) oranı yaklaşık %35 seviyelerinde iken gelirlerin GSMH oranı yaklaşık %34 seviyelerinde olduğu görülür. Bu hacim yaklaşık 1/3 oranının üstünde oldukça önemli bir paya tekabül ettiği görülür.

Belediyelerde gelirler iki ana başlık altında tanımlanabilir. İsitisna belediyeler hariç genel olarak belediyelerin en büyük gelirleri merkezi bütçeden nüfus oranlarına göre aldıkları vergi gelirlerinden oluşan paylardır. İkinci gelirleri ise öz kaynaklarından oluşur. Buna belediye şirketlerinin karları da dahil edilebilir.

Giderler ile ilgili en büyük payın ise belediyelerde personel giderlerinin oluşturduğu söylenebilir. Personel giderlerinin disipline edilmesine yönelik mevzuat düzenlemelerinin zayıflığı ve yetersizliği bu alandaki keyfilikleri politik iklimin getirdiği kırılmalara elverişli hale getirmektedir. Personel giderleri belediye birimlerinin tamamında ve belediye hizmetlerinde çalışan memur, işçi, sözleşmeli ve diğer personele yapılacak ödeneklerin tamamını gösterir. Belediye başkanına, meclis ve encümen üyelerine yapılan ödenek, huzur ücreti gibi ödemeler personel giderleri kapsamında sayılır. Belediyelerin personel giderleri toplamı bir önceki gerçekleşen bütçe gelirlerinin yeniden değerlenmesi sonucu bulunacak miktarın nüfusu 10.000’den az olan belediyelerde %40’nı, diğer belediyelerde ise %30’unu aşması halinde yeni personel istihdamı yapılmaması mevzuatta düzenlenmiştir.

Personel giderleri bu oranları aştığı halde yeni personel alımı yapılmış ise, doğacak kamu zararı belediye başkanından faiziyle birlikte tahsil edilmesi yoluna gidilmesi ile ilgili yine politik iklimin ürettiği kırılmalardan dolayı iktidar belediyeleri ve muhalefet belediyeleri düzleminde siyasi bir karta dönüşmesi kaçınılmaz olur. Uygulamalarda personel giderleri ile ilgili etkin sonuçların üretilmediği bir taraf konulacak olursa genel olarak belediyelerin bu kotaları en son sınırına kadar kullandığı görülür. İstihdam politikalarında iş analizleri üzerinden ehliyet, liyakat ve ihtiyaç kriterlerinin uygulamalarda dikkate alınmaması sonuç olarak belediyelerde gizli bir işsizlik sorununu normalleştirmesi sonucunu kaçınılmaz kılar.

Belediyelerde personel istihdam politikalarının başka boyutları ile ayrıca analiz edilmesinden başlanarak bütçe harcamalarında en önemli gider payını oluşturan bu alana yönelik radikal düzenlemelere ihtiyaç olduğunu mali açıdan söylemek gerekir. Verimlilik ve ihtiyaç odaklı, ehliyet ve liyakat kriterlerinin belirleyici olduğu, politik ayrımcılığın olmadığı, iş güvencesinin keyfiliklerde kurtarıldığı, eşit işe eşit ücret adaletinin sağlandığı gibi temel hedefleri önceleyen stratejiler üzerinden yeni düzenlemelerin yapılmasına ihtiyaç olduğunu belirtmek gerekir. Konuya devam etmek duasıyla..

Hasan Postacı’nın Tüm Yazıları  

Önerilen Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir