Hasan Postacı Yazdı: Yerel Yönetimler Üzerine Analizler-6

09.02.2024

-Bütçe ve Mali Uygulamalar-

Yerel yönetimlerde mali boyutlar ile ilgili kuşkusuz en önemli konulardan biri ihaleler ile ilgili tüm uygulamalardır. Mevzuat 4734 sayılı kamu İhale Yasası ve 4735 Kamu İhale Sözleşmeleri yasası üzerinden tanımlanır.

EKAP (Elektronik Kamu Alımları Platformu) yaygın kullanılan tanımlama ile ihale takip sistemi olarak bilinir. İlanlı ilansız tüm kamu ihaleleri EKAP üzerinden sisteme tanımlanarak yapılma zorunluluğu vardır. Böylece herkesin kamu ihalelerine erişme, katılım sağlaması hedeflenir. Ayrıca tüm sürecin EKAP üzerinden hızlı, güvenilir ve şeffaf bir şekilde yürütülmesi ve izlenebilmesi sağlanır.

Belediyelerde yapılan ihaleler bir kamu kurumu olarak EKAP üzerinden yürütülmesi zorunludur. İhaleler, ilansız doğrudan temin ihaleleri ve ilanlı ihaleler olmak üzere iki an kategoride değerlendirilir. Genel olarak doğrudan teminler her yıl belirlenen limitler üzerinden belli bir üst sınırın altında kalan küçük çaplı ihaleler olarak tanımlanabilir.

Belediyeler için doğrudan temin ihalelerinin kurum tarafından davet edilen kişi ve firmalar üzerinden yapılmasına elverişli olmasından dolayı toplam ihale hacmi içerisinde yüzde 10’u geçmemesi istenir. Temel amaç ilan süreleri, ihale komisyonun oluşturulması ve ihalenin belirlenen tarihlerde yapılması ve itiraz sürelerinin beklenmesi sonrası sözleşmeye davet ve sözleşme imzalanması gibi zaman kayıplarını yol açabileceği gecikmeleri ortadan kaldırmak ve aciliyet gerektiren ihtiyaçların karşılanması amacıyla daha hızlı alım yapabilmek için doğrudan teminler kullanılır. Ancak rekabet şartlarını zayıflatması ve kimi usulsüzlüklere daha açık olması nedeniyle doğrudan temin ihaleleri sınırlı bir limitte ve toplam içinde sınırlı bir oranda tutulmaya çalışılmıştır.

Doğrudan temin dışında kalan ihaleler ise üç alt kategoride tanımlanabilir. Hizmet alım ihaleleri, mal alım ihaleleri ve yapım-onarım işleri olarak tasnif edilebilir. 2018 yılı çıkarılan kararname ile kamuda yaşanan taşeron sorunlarını çözmek için hizmet alım ihalelerinin belediyelerde yapılması yasaklandı. Belediyelerin kendi bünyelerinde kurdukları şirketler üzerinden hizmet alımlarının yapılması yönünde bir düzenlemeye gidildi. Bunun neden olduğu sorunlara yerel yönetimlerde personel istihdamları alanında yaşanan kırılmalara daha önce değinilmişti.

Mevcut durumda belediyelerde mal alım ve yapım – onarım işleri ile ilgili ihalelerin yapıldığını söylemek mümkün. EKAP üzerinden gerçekleştirilen ihalelerin şeffaf, güvenli ve herkese açık olmasına rağmen neden bu konularla ilgili yolsuzluklardan sürekli gündeme gelir? Buradaki uygulamalarda usulsüzlükler ve yolsuzluklar nasıl gerçekleşir? Gibi sorular üzerinden analizler yapılmalıdır.

Yaşanan deneyimler, yapılan uygulamalar göz önüne alındığında tüm kamu kurumlarında yapılan ihalelerin belirli yerlere adreslemesinin önüne geçilemediği görülür. Belediyelerde bu durumdan beri değildir. Bu konu ile ilgili derinlikli akademik çalışmalar birkaç yıllık geriye gidilerek tüm belediyelerin verileri üzerinden incelenirse durum açıkça görülebilir.

Bu durumun en temel sebebi belediyelerin kamu yönetim süreçlerinde politik manipülasyondan kendini kurtaramamasıdır. Daha temelde felsefi olarak siyasi partilerin kendinden olanla “iş tutması” meşru bir hak gibi görünerek savunulabildiğini de söylemek mümkün.

Türkiye gerçekliğimde yaygın bir kanı olarak devlet tarafından akredite olmayan herhangi bir firmanın, iş adamının dişe dokunur bir faaliyet göstermesi oldukça zordur. Her iktidar kendi zenginlerini üretir klişesi tamda bu duruma işaret eder. Belediyeler düzleminde bu işleyiş daha kolay ve yerel ölçeklerde gerçekleşir.

İhalelerin teknik ve idari şartnameleri ne kadar üst düzey bir titizlikle hazırlanırsa hazırlansın ihale üst yönetimin işaret ettiği firma ve kişilere verilmesinin önüne geçilemez. Kaza ile beklenmeyen bir sonuç oluşursa sürecin akamete uğraması ve firmanın planlanan sürecin sürprizi olduğu gerçekliği tüm sarsıcılığı ile hissettirilerek planlanan koşullara dönülmesi sağlanmaya çalışılır ve büyük oranda başarılı olunur.

Devasa araç kiralamaları, inşaat yapım ihaleleri, demirbaş, teknolojik malzeme, gıda ve sarf malzeme alımları gibi alanlarda belediyelerin iş yaptığı firmalar aynı yönetimin devam ettiği dönemler boyunca değişmediği hep aynı firmalar olduğu görülür. Bu durumun dikkat çekmemesi için çoğu kez aynı kişilere ait farklı isimlerde firmalar arasında döndürülecek şekilde bir strateji de izlenir.

Temelde bu tür usulsüzlükler ve yolsuzlukların önüne geçebilmek için çeşitli önlemler alınabilir. Devlet Malzeme Ofisi (DMO) bir kamu kuruluşu olarak özellikle mal alımları konularında bürokrasisi sadeleştirilerek, rekabetçi yönü arttırılarak güçlü bir alternatif kılınabilir. Özellikle önemli bir gider kalemi olan araç kiralamalarının DMO gibi bir yapı üzerinden sağlanması yoluna gidilebilir. 

Yapım ve onarım işleri ile ilgili alanlarda kontrol ve denetim süreçleri daha zor ve sıkıntılıdır. Bu alanlarda yeni etkin düzenlemelere ihtiyaç olduğunun altını çizmek gerekir. Denetim ve kontrol mekanizmaları bağımsızlaştırılmalıdır. Özellikle belediyelerde yapım ve onarım işlerinin kendi kapasitelerinin üzerinden çözülebilmesi mümkündür. Hatta bir adım daha öne geçilerek bir kamu kurumu olan belediyelerin yapım ve onarım işlerinde diğer kamu kurumlarının ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir verimliliğe kavuşturulması hedeflenmelidir.

Belediyeler yerel yönetimler olarak tüm ihale süreçlerinde yerel ekonomiyi geliştirecek, kendi belediye sorumluluk alanlarında kayıtlı olan, faaliyet gösteren firmaları tercih etmesi sürecin güvenilirlik ve hesap verebilirlik düzeyini pekiştirir.

Belediye ihalelerinde ihaleyi tamamen bağımsız kamu kuruluşlarının üzerinden yapılması gibi uygulamaların da oluşabilecek yolsuzluk ve usulsüzlüklerin giderilmesinde ayrıca düşünülmesi gereken, üzerinde çalışılarak geliştirilmesi gereken bir strateji olabilir.

Konunun kamu etiği ve yönetici erdemliliği üzerinden geliştirilecek hassasiyetlerin piskososyal alanda üzerinde durulması gerekir. Ehliyet ve liyakat, hesap sorma mekanizmalarının ve bağımsızı yargı ve teftiş kurumsal süreç ve işleyişlerinin politize edilmeden güçlendirilmesi gerekliliğini ayrıca altı çizilmelidir.

Hasan Postacı’nın Tüm Yazıları  

Önerilen Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.