17.10.2023
Kudüs…
Onurumuz, vakarımız, izzetimiz, şerefimiz, aşkımız…
Düştüğünde düşeceğimiz, dik durduğunda dik durduğumuz, mahzun olduğunda hüzne gark olduğumuz aziz şehir…Mukaddes belde…
İlk kıblemiz…
Çocuklarını kanla emziren hüzün coğrafyamız…
Ölümü öldüren kara gözlü çocukların, iffetli kızların, vefalı ve çilekeş anaların yurdu…
Atamız put kırıcı İbrahim’in aziz neslinin, Musa’nın, İsa’nın, Muhammed’in uğrak yeri…
Alemdeki kadınlara üstün tutulan pak Meryem’i ve adayış abidesi Hanne’yi hatırlatan mübarek belde…
Kudüs…
Binlerce yıldır insanlığın imtihan diyarı…
Tevhidi şuurun tohumlarının atıldığı yer…
Miracın ilk durağı… Yani ‘’uruc’’ etmenin. Yani yücelmenin…Yani yükselmenin…
Mutlaklık makamının yegane sahibi olan Allah(c.c)’ın etrafını mübarek kıldığı yer…
Kudüs…
Modern medeniyetin; demokrasi, insan hakları, kadın hakları, çocuk hakları, çevre gibi cilalı/ cerbezeli kavramlarının ne kadar kof, aldatıcı, sahte ve pespaye olduğunu görünür kılan yer…
Kudüs…
Siyonist İsrail’in barbarca eylemlerinin görmezden gelindiği yer…
Dünyanın en büyük açık hava hapishanesine ev sahipliği yapan mahzun belde…
İnsanların açlıkla, susuzlukla, ilaçsızlıkla esir alınmaya çalışıldığı zeytinlikler ülkesi…
Kudüs…
Onurlu ve ahlaklı direnişin ana karargahı…
Düşmanlarına benzemeyi zül addeden kadınların, erkeklerin, çocukların sığınağı…
Allah(c.c)’a koşulsuz teslim olanların nelere kadir olduğunun en güzel örneklerinin tezahür ettiği aziz belde…
İmanın en büyük imkan olduğunun, izzetin ve şerefin Allah’ın ,rasulünün ve müminlerin yanında olduğunun bütün insanlığa öğretildiği yer…
Kudüs…
Güce tap(ın)manın özendirildiği bir çağda, Allah’a kul olmanın ne demek olduğunun talim ettirildiği mektep…
Taşın demire galebe çaldığı, sapanın füzeyi imha ettiği, sloganların copları dövdüğü, çıplak ayakların tank paletlerini durdurduğu, ezan sesinin bomba sesini bastırdığı mucizeler diyarı…
Zillet altında yaşamaktansa, izzetlice ölümü tercih edenlerin yurdu…
Kudüs…
Heybesinde; Selahattin’in celadetini ve şecaatini, Abdülhamit’in ferasetini ve basiretini, İzzettin Kassam’ın mukavemetini ve takvasını, Şeyh Ahmet Yasin’in fedakarlığını ve asaletini, Abdülaziz Rantissi’nin gözü karalığını ve tavizsizliğini ,Şeyh Raid Salah’ın tevazusunu ve izzetini taşıyan bereketli şehir…
Kudüs…
En büyük ihanetlere tanıklık eden güzel belde…
Hemen yanı başındaki Müslüman kılıklı Tiranlar tarafından Siyonistlere peşkeş çekilen kutsal şehir…
Aşağılık sultanlıklarını korumak için, Küresel İstikbarla işbirliği yapan nifak çetelerinin iğrenç planlarına tanıklık eden pak belde…
Kudüs…
Şehadetle, şahitlikle,şehitlikle bir arada anılan sekinet makamı…
Kudüs…
Talut ve Calut ,Musa ve Firavun kıssalarının hayat bulduğu yer…
Allah(c.c), kulları aracılığıyla tarihe müdahale eder… Bu müdahalelerle insanlığa hakikate teslim olmaları gerektiğini hatırlatır… Yerinden edilen sözcükleri yerine koyar ve bulanıklaşmış zihinleri berraklaştırır…
Bir tarafta küresel müstekbirleri arkasına alan İsrail’in barbarlığı, diğer tarafta Müslüman kılıklı Tiranların yaptıklarıyla adeta mengeneye sıkıştırılan Kudüs, Allah’a layıkıyla teslim olma azmiyle, modern barbarlıktan kurtuluşun reçetesini vermiş oluyor.
Bu asil direnişin karşısında acziyet içerisinde kalan sömürgeci Siyonizm, medya aracılığıyla zalimi mazlum, mazlumu zalim olarak göstermeye çalışıyor…
Irkçı-sömürgeci siyonizmin/emperyalizmin sergilediği barbarlık-vahşilik şaşırtıcı değil… Onlar karakterlerinin gereğini yapıyorlar…
Fakat kendisini İslam’a nispet ettiği halde direnişi küçültmeye, tahkir ve tezyif etmeye, komplocu yaklaşımlarla kirletmeye, kriminal ve terörist bağlama hapsederek yargılamaya çalışan Müslümanların tutumu şaşırtıcı (hatta utanç verici)… Bu tutum Judeo-Hıristiyan referanslı modern paradigmanın kavramsal ve kurumsal tahakkümüne razı olmanın, onun epistemolojik emperyalizmini içselleştirmenin, sömürgeci-ırkçı-pozitivist perspektifini kanıksamanın, hasılı kelam, zihinsel sömürgeleşmenin sonucudur…
Kudüs’ün/Gazze’nin direnişi, Avrupa’nın yerelliğini insanlık ailesinin tek makul seçeneği olarak küreselleştirmek isteyenleri şok etti ve insanca yaşamak isteyenler için yegane istinatgahın aziz İslam olduğunu (bir kez daha) izhar etti… Kudüs/Gazze sadece Müslümanlara değil, insanlık ailesine de, anti-emperyalist/anti-siyonist bir bilinç aşılayarak, onurlu/izzetli bir hayatın imkanını öğretti/ öğretiyor…
Irkçı-sömürgeci-siyonist İsrail’e ağır bir bedel ödeten, onun kibirli, küstah ve kirli yüzünü yere sürten izzetli direnişçileri alınlarından ve gözlerinden öpüyor, tüm benliğim ve bilincimle her birini ayrı ayrı saygı ve hürmetle selamlıyorum…
Bu yazıda yer alan fikirler yazara aittir. Farklı Bakış’ın bakış açısını yansıtmayabilir.