Murat Sayımlar: Dava Bizim İçin !

23.09.2023

Dava, bizim için; adandığımız, odaklandığımız, öncelediğimiz, en çok önemsediğimiz; baş değerlerimiz, varlık nedenimiz olan şeylerin gerçekleşmesi çabalarıdır. Yani bizim için dava-hayat, hayat-davadır.

Dava, bizim için; sahip olmaya çalıştıklarımız, fıtratına uygun olmayan güç sahibi ve haksız gücün tarafında ve emrinde olmak, beğenilmek, övülmek, önemsenmek, tüketmek istek ve çabaları değildir.

Dava, bizim için; hayatımızı üç mananın belirlediği bir sınır içerisinde yaşamak ve buradan ayrılmamaktır.

Bizim için üç mana; hayatın her anında ve her durumunda sadece Allah’a kulluk etmek; hayatın her anında, en doğru, en sahih, en meşru, en isabetli, en hikmetli yani ahsen olan kararları alıp, davranışları sergilemek; hayatın her anında ve şartında şeytanla ve yandaşlarıyla savaşmaktır.

Dava, bizim için; bütün temel kararlarımızı, bu temel manaların gerçekleşmesi için almak; bütün temel tercihlerimizi aynı neden için belirlemek; ihtiyaçlarımızı, formasyonlarımızı bunun için tespit etmektir. Buna uygun amaçlar ve hedefler belirlemek; planlarımızı buna göre yapmaktır.

Bütün anlamlarımız, değerlerimiz, ilkelerimiz, ölçülerimiz, hukukumuz bunu gerçekleştirebilecek hükümlere inanarak sahip olduklarımızdır.

Bizim dava değerlerimizin başında, Rabla olan ilişkimizin, kök/temel olması gelir. Diğer bütün ilişkiler, bu ilişkinin bir fonksiyonu olarak gelişir. Yani, bu davaya sahip olanlar için; benlerinin referans veya ölçü olduğu; çıkara, alışverişe, güce, önemsenmeye dayalı ilişkiler, öncelikli ve önemli değildir. Bu davaya sahip olanlar için her daim ve durumda, hakikata dair değerler önceliklidir.

Bu davaya sahip olanların temel odaklarından birisi; hayatın bütün anlarında “ahsen-i amel işlemek” olduğu için; dava hedeflerinden birisi de; fıtrat eksenli bir hayatın inşasıdır. Bunu gerçekleştirebilmenin lazım şartlarından bir tanesi “sadece Allah’a kulluk etmek, yani tüm kök hükümleri O’ndan almaktır.” Bir diğer gereklilik ise, bundan oluşan bir perspektif çerçevesinde, net bir güncel farkındalığa sahip olmaktır. Zorunlu şartlardan bir diğeri ise; şeytan ve yoldaşlarıyla, bireysel ölçekte kavga verirken; hayatın bütün an ve alanlarında, güncel ve gelecek, soyut ve somut bütün kötülükleriyle savaşmaktır.

Bu davaya sahip olanların baş değerleri arasında; kula, onların teklif ve tehditlerine kulluk etmemek, adalet, özgürlük, üretmek, bütüncül tatmin, paylaşmak, bilinç, idrak, fıtrat, sorumluluk, haddi bilmek, farkındalık, akletmek, sahicilik, samimiyet, mücahede gibi olgular vardır. Yani, güç, mülkiyet, önemsenmek vb. değerler kök anlam taşımamaktadır.

Hayatın orijinal hikayesini, bütüncül olarak bilmek; varlık ve hayat tasavvurumuzu bu hikayeye uygun biçimde geliştirmek, dava anlayışımızın temel parametrelerindendir.

Bizim için dava, genelde insan olmak, özelde adam olmak mücadelesidir. Adam olmanın üç şartı arasında; Allah’a verilen ahdin gereğini yerine getirmek; bir nezri/adağı/adandığı/davası olmak; bunlar üzerinde sabit kadem kalıp, burayı hiç terk etmemek vardır. Yani, adam olmanın zorunlu koşulları arasında bir dava sahibi olmak; bir dava sahibi olmanın zorunlu koşulları arasında ise adam olmak vardır.

Dava sahibi adamların baş değerleri arasında “ahdine vefa göstermek vardır.” Başta Allah’a verdiği ahde, sonra da ahdine vefa gösterenlere karşı sadakat…

Kısaca bir dava sahibi olmak, hayatın baş değerlerinden birisidir. Belirleyici, ayırt edici, anlam ve kıymet kazandıran bir değer…

Bu yazıda yer alan fikirler yazara aittir. Farklı Bakış’ın bakış açısını yansıtmayabilir. 

Önerilen Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.