Şakir Diclehan Yazdı: Kapsamlı Bir Seçim Analizi -I-

17.05.2023

14 Mayıs 2023 Pazar günü ülkede yapılan seçimin bir tahlil ve analizini yapmakta sayısız yaralar vardır.  Genel olarak çeşitli partilerden oluşan iki ittifakın yarıştığı ve baş başa gittiği bu seçimin,  ilginç bazı yönlerinin bulunduğu kuşkusuzdur.

Yapılan bir seçime katılan kişilerden birçoğunu cezbeden ve çeken şeyin, kendi hayat şartlarında birdenbire ve çarpıcı biçimde meydana gelecek olumsuz bir değişim ihtimali olduğu bulunmaktadır.

Bu seçimde, ne var ki, dini ve milliyetçi kavramların bir değişim aracı olarak kullanıldığı görülmektedir. Geniş çaplı ve çabuk bir değişimin gerçekleşmesi için kapsamlı bir coşku veya heyecana elbette ki ihtiyaç vardır. Bu konudaki canlılığın tarifsiz bir değişim beklentisinden mi doğduğu, yoksa aktif bir kitle hareketiyle mi oluştuğu önem arz etmektedir.

Uyuşmuş ve yoksul bir toplum haline gelmiş kitlelerin uyandırılıp yenilenmesi veya topluluk hayatının karakterinde ve kalıbında radikal reformlar gibi çığır açıcı değişimlerin gerçekleştirilip tesis edilmesi isteniyorsa, başta coşku kaynaklarının bulunması gerekmektedir. Dine ve milliyetçiliğe ait kavramlar, tam da böyle bir ortamda genel coşkunun birer üretim araçlarıdır.

Ülkemizde laisizm uygulanmasının olduğu iddia edilse de, kitleleri harekete geçirmek için dini bazı kavramların ve ritüellerin kullanıldığı açıkça görülmektedir. Eski zamanlardan beri dini kavramlar, cazip değişim araçları olarak kullanıla gelmiştir hep.

Hoşnutsuzluğum kendisi, her zaman bir değişim arzusu yaratmaz. Hoşnutsuzluğun muhalefet haline gelmesi için, başka etkenlerin de mevcut olması gerekir. Bu etkenlerden birisi de güç hissidir. Çevreleri tarafından korkutulmuş kişiler, durumları ne kadar perişan olursa olsun değişimi düşünmezler. Ülkede hayat biçiminin fazlasıyla kırılgan oluşu ve bundan ötürü var oluşun şartlarının kontrol edilmediği açık ise de, müspet gibi görünen ve aşina olana sıkı sıkıya tutunma eğilimini gösterilmektedir toplum.

Üzerine pek fazla kafa yormadan, sadece güç sahibi olmanın, dünyaya karşı kibirli bir tavra ve değişime karşı açık olmaya otomatikman yol açacağı zannedilmemelidir. Çünkü durum böyle değildir. İktidar araçlarına sahip olmaktan daha önemli gibi görünen şey, geleceğe duyulan inançtır. Duyulan İnançla birleşmemiş güç aslında, yeniyi savuşturma ve statükoyu muhafaza etmek için kullanılır. Umut’la dolu olan kişi, en garip iktidar kaynaklarından bile, örneğin bir slogandan, bir kelimeden, bir klişeden ya da bir simgeden güç sağlayabilir.

Bir ülkeyi dönüştürmek isteyenler, bunu mutsuzluğu ve memnuniyetsizliği körükleyip ona kumanda ederek, hedeflenen değişimlerin makul ve arzu edilir olduğunu ispatlayarak veya halka yeni bir hayat tarzını dayatarak başaramazlar. Büyük umutların nasıl alevlendirileceğini ve bu alevin nasıl körükleneceğini bilmeleri gerekir. Bu umudun ne olduğu pek önemli değildir.  Öbür dünyadaki cennet umudu olabileceği gibi dünyadaki cennet, tarifsiz servet, makam ve mevki, efsanevi başarı ve dünya egemenliği umudu da olabilir.

Oyunu kurallarına göre oynayan ve halkın hoşuna gidebilecek kavramları kullananlar bu yarışta ipi göğüsleyeceklerdir. Seçim ârefesinde Ayasofya’da namaz kılıp Kur’an okuyan mı? Yoksa Anıkabir’i ziyaret edip deftere duygularını yazanlar mı kazanacak? Bunu görmekte ve bilmekte yarar vardır her zaman.

Bu yazıda yer alan fikirler yazara aittir. Farklı Bakış’ın bakış açısını yansıtmayabilir.

Şakir Diclehan’ın Tüm Yazıları

Önerilen Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir