11.11.2024
“Bana vicdansız bir medya verin, size bilinçsiz ,cahil bir halk sunayım.”
Joseph Goebbels (Nazi Almanya’sı ‘Halkı Aydınlatma ve Propaganda Bakanı)
“Neye,nereye elini atsan dökülüyor.Dökülmemiş,laçkalaşmamış bir şey kalmadı bu memlekette.Bir memleket bu hale nasıl gelir, akıl almıyor.Her yerde her şeyde bir çürüme,yoksulluk gırtlağa kadar, cehalet almış başını yürümüş.”
Yaşar Kemal
Bizler bu toprakların sakinleri olarak, sıradan bir coğrafyada yaşamıyoruz. İnsanlığın ve tarihin bu topraklarda doğduğuna inanınılır.Bununla beraber yine buralar pek çok Kavim,Millet, Din,Dil,Ahlakî anlayış,Bilimsel alet ve bulguların; insanlığın idaresinde rol alan nizamların doğuş ve batışlarına tanıklık etmiştir.
Bu doğuşun netliği konusunda elimizde net bir veri yok.Ama hemen hemen bütün peygamberlerin buralarda doğup yaşadıkları bilgisine sahibiz.İnsanlığın kendine çeki düzen verebilmesi için Allah yeryüzüne, bir rivayete göre 124.000 peygamber göndermiş. Bu rivayet ne kadar doğru,tam olarak nerede geçiyor,doğrusu bilemiyoruz. Ama elimizde çok aşina olduğumuz bir bilgi var.Kurânda 28 peygamberden söz edilir. Bunlardan 3’ünün konumları tartışmalıdır.Ancak 25’inin ismi net olarak geçiyor.
Bütün bu peygamberler,insanlığın barış,huzur ve esenlik içinde bir yaşam sürdürebilmesi için Dinli,Dinsiz,Ateist,Agnostik,Müslüman,Yahudi,Hristiyan,Budist,Şintoist,Putperest,Müşrik.Laik,Demokrat,Sosyalist,Kominist,Kemalist,Faşist,Türk,Kürt,Fars,Arap,Ermeni,Rum,Hindu…Özetle bütün insanlardan,olmazsa olmaz,üç temel şey istiyor: Temiz bir Vicdan, Dürüst bir Ahlak,Herkesin ve kesimin Adaletini düzgün bir şekilde verebilen Adil bir Hukuk sistemi.
Bu üç temel esasın, Müslüman, Hristiyan, Yahudi,…Hatta hiçbir din ve inanışa sahip olmayanlar için de işletilmesi gerekiyor. Onurlu bir yaşam ve kalıcı bir barışın herkesi kuşatabilmesi için bu esasların titizlikle uygulanması gerekiyor. Barış içre toplumsal bir yaşam ancak bu şekilde korunabilinir ve devam edebilir.
Yüce Allah yeryüzünde hiç kimseye ebedi ve ezeli bir efendilik hakkı tanımadığı gibi, hiç kimseyi de ebedi ve ezeli bir köleliğe,sömürülmeye ve sürekli dayak atılmaya mahkum olarak yaratmamıştır.Çünkü sonsuz ilim ve gücü ile her şeyi yaratabilen Allah,yarattıkları kavimlerden hiç birini ne özel bir dost,ne de yok edilmesi gereken kahrolası özel bir düşman olarak yaratmıştır.Nitekim bu farklılıklar için mealen şunları söylüyor:
“Ey insanlar, gerçekten, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve ‘birbirinizi tanımanız ve tanışmanız’ için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz, Allah katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk, renk, soy ve servetçe değil) takvaca en ileride olanınızdır.” Hucurat s.13 Ayet.
“Göklerin ve yerin yaratılması ile dillerinizin ve renklerinizin ayrı olması, O’nun ayetlerindendir.” Rum s.22.Ayet.
“Ey iman edenler, kendiniz, anne-babanız ve yakınlarınız aleyhine bile olsa, Allah için şahidler olarak adaleti ayakta tutun. (Onlar) ister zengin olsun, ister fakir olsun; çünkü Allah onlara daha yakındır. Nisa Suresi 135. Ayet;
“ Bir de zalimlere (sevgi beslemek, yağcılık yapmak veya yaptıklarına rızâ göstermek suretiyle) meyletmeyin; sonra size ateş dokunur (Cehennemlik olursunuz).Hûd Suresi 113. Ayet
“Kendi nefsi için istediğini mümin kardeşi içinde istemeyen (kâmil) mümin olamaz” “Allah’a yemin ederim ki sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız.” hadis-i şerif.
“Çalışanın hakkını, alın teri kurumadan önce,tam olarak veriniz.” (hadis-İbn Mâce, Rühûn, 4)
“Yanı başındaki komşusu açken tok yatan kişi mü’min değildir.” Hadisi şerif.Ravi,Abdullah b. Abbas
Musanın 10 Emri ve Nuhun 7 Kanunu ise şöyle diyor:
“1- Tanrı’ya şirk koşmamak 2-Put yapmamak ve onlara tapmamak 3-Rabb’in ismini boş yere ağzına almamak 4- Cumartesi yasağına riayet etmek(yahudiler için). 5- Anne-babaya saygı göstermek 6- Öldürmemek 7- Çalmamak 8- İftira atmamak 9- Zina yapmamak 10- Hiç kimsenin evine, barkına, karısına, hizmetçisine, öküzüne, eşeğine, hiçbir şeyine tamah etmemek …”
Nuh’un 7 Kanunu :
“1-Öldürmemek 2-Çalmamak 3-Zina yapmamak 4-Putlara tapmamak, 5-Küfürden kaçınmak 6-Adalete riayet etmek 7- Canlı hayvan yememek…”
Budanın 5 buyruğu:
“1- Öldürme 2- Verilmeyeni alma 3- Yalan söyleme 4- İçki içme 5- Beline hakim ol!..” İhsan Eliaçık- kadim değerlerin coğrafyası.
Dini öğütlere dair son sözümüz bu olsun. “ Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor …Nahl Suresi 90. ayeti ve meali
Şimdi bu metinlere ve içerdikleri öğütlere baktığımızda basına,yayına ve aslında hayata dair uymamız gereken temel insani ,ahlaki, vicdani, hukuki ilkeler,sanırım kendiliğinden ortaya çıkmış oldu. Zira bu bütün bu öğütlere göre insanlar ve müslümanlar olarak hepimizin, korumakla mükellef olduğumuz asli şeyler şunlardır. İnsanın yaşamı,onu insan kılan Onuru,Haysîyeti ve sahip olduğu değerleridir. Zira biz insan olamadan önce, kendisine saygı duyulan hiç bir şey olamayız.
Bir an için ultra bir müslümanlık iddiası olan bir kişi veya topluluk olduğumuzu farz edelim.Yalnız bu ultra iddiaya rağmen tam bir lejyoneriz.Her gün bir kaç insan asıyoruz, kesiyoruz,öldürüyoruz.Her türlü ahlaksızlığa, gasp ve hırsızlığa bana mısın demiyoruz. Her türlü harama açık bir yaşam tarzımız var. Her türlü ırkçılığın ve diktatörlüğün dibine vuruyoruz.Dünyadaki bütün insanları babamızın kapı kulu sanmak gibi bir hastalığa sahibiz.Bütün yeryüzünü babamızın At ve inek çiftliği sanıyoruz. Kendimizden ve bize kölelik edenlerden başka hiç kimseye yaşam hakkı tanımıyoruz.Onlara nefes abile aldırmıyoruz. Yer yüzündeki bütün kadınları cariyelerimiz olarak bellemişiz…
O kadar azgın bir ekabir kibrine sahibiz ki, Allahı bile bize ve mensubu olduğumuz,topluluğa veya kavme hizmet etmek zorunda imiş gibi bir telakkiye sahibiz.Ama buna rağmen son derece şatafatlı ibadethaneler açıyoruz. Muazzam bir sermayeye sahip bir dini teşkilatımız var.Onun marifeti ile Dine, şimdiye kadar adı,sanı duyulmamış hûrafeler ve bidâtlar ilave ediyoruz.Bu sayede bütün yeryüzünü kendimize ram ediyoruz. Canımızın çektiği,gücümüzün yettiği her toprağa,mülk ve mala anında çöküyoruz.Karşı çıkanları da çeşitli marifetler ve hileler ile anında çöktürüyoruz…
Biz ve yandaşlarımız en yüksek gelirler,rant ve avantalar,en yüksek rakamlı bir kaç maaş ile,bir elimiz balda,bir elimiz yağda dünyanın keyif ve sefahatini sürüp felekten gün çalarken,ekonomimiz çöküyor.Her şeyde fahiş zamlarla, kocaman bir hiper enflasyon yaşanırkan, alt kademelerde çalıştırılan işçi ve memurlara asgari sefalet ücreti,Emeklilere süründüren bir dilenci maaşını reva gören bir sistem icat etmişiz.Açlıktan nefesleri kokuyor.Bu olumsuzlukları daha da çoğaltılabilinir.
Ama bütün bunlara rağmen yukarıda bahsini ettiğimiz Gobelsin medya tanımına uygun bir medya anlayışı ve dezenformasyon çarkı kurmuşuzki,en ufak bir haksızlığa itiraz edeni,hemen akla hayale gelmeyen bir ithamla derdest edip hapislere tıkıyoruz. Az buçuk direnenleri ise, asli görevleri herkesin can,namus ve malını korumakla mükellef Kamu güvenlik görevlileri kurşunları ile telef ediyoruz.
Şimdi hepimiz vicdanımızla konuşalım.Allaha ve resulüne iman etmiş,bu çerçevede herkesin hak,hukukuna, onuruna ve hürriyet haklarına saygılı olan hangimiz, böylesine mafyatik,
psikopat bir müslümanlık anlayışından razı oluruz? Böylesi bir sistemden memnun kalırız?
Bu izahtan sonra ilkelerimizi sıralayabiliriz.
Medya,Basın ve Yayınlarımızla:
1.Milliyeti,Dili,Dini,Mezhebi,meşrebi,rengi,siyasi görüşü ne olursa olsun,herkesin yaşam hakkına saygılı olacağız.İnsanların haksız yere öldürülmesine çanak tutmayacağız,seyirci kalmayacağız.
2.Başta islam coğrafyasında olmak üzere,bütün dünyada herkesin Milliyeti,Dili,Dini, Mezhebi,Meşrebi,Rengi,Siyasi görüşünü meşru çerçevede savunmalarına, yaşamalarına ve yaymalarına saygılı olacağız.Mazlum ve mağdur durumda olanlara pozitif ayırımcılık yapıp bu konuda onlara destek olacağız.
3.Hiç bir zalimin-ister bizden olsun,ister yabancı olsun-yandaşı olmayacağız.Onlara ram olmayacağız.
4.Bizim olmayan hiç bir şeye,sahip veya sahiplerinin izinleri olmadan el uzatmayacağız.Her milletin,her kesin mülkiyet ve toprak haklarına saygılı bir dil ve duruşa sahip olmalıyız. Hiç kimsenin hiç bir şeylerini çalmayacağız. Hiç kimsenin hiç bir şeyini gasp etmeyeceğiz. Birilerinin çalmalarına ve gasp etmelerine göz yummayacağız.Yayınlarımızla buna seyirci kalmayacağız.
5.Herkesin onurlu bir şekilde yaşamalarını sürdürebilmeleri için,eğitim süreçlerini sorunsuz bitirebilmeleri için genel ve özel bütçelerden adil bir şekilde faydalanabilmeleri için yayın faaliyetlerimizle destek sunmalıyız.Birileri zevk u sefa içinde yüzerken,genel olarak toplumun,Medine dilencileri gibi sefalete mahkum edilmesine seyirci kalmayacağız.
6.Hiç kimseye iftira atmayacağız.Atılmasına payanda olmayacağız.
7.Bütün toplumların genel dini kabulleri,ahlakı ve saygı duydukları değer yargıları ve toplumsal normlarına saygılı davranacağız.
8.Çok renkli,çok dilli bir yayıncılığı esas alacağız.Kim hangi dille fikrini beyan ediyorsa saygı duyacağız. Hiç bir asimilasyona rıza göstermeyeceğiz.Bunu yapanlara alet olmayacağız.
9.Yazarlarımızın kendilerini geliştirebilmeleri ve üretkenliklerini sürdürebilmeleri ve için maddi,manevi destek ve katkıda bulunabilmeliyiz.Bir yazar ve düşünür ürettikleri ile yaşamlarını sürdürebilmeleri için maddi ve yasal destekler sunabilmeliyiz.
10.Basın ve yayıncılığımız ile Vicdanı hür,beyni hür,yüreği hür,irfanı hür,eli ve cebi hür bir toplumun gelişmesine katkı sunup yardımcı olabilmeliyiz.
Hepimizin yarınları için yer yüzünde barış ve esenliğin hakim olup, aydınlık günlerin gelmesi dileği ile .
09 Kasım 2024/Diyarbekir
Sedat Doğan
Bu yazıda yer alan fikirler yazara aittir. Farklı Bakış’ın bakış açısını yansıtmayabilir.