Yusuf Yavuzyılmaz Yazdı: Futbol Fanatizmi

10.06.2024

“Bir futbol karşılaşmasına olduğundan fazla anlam yüklenmesi bizzat futbolu futbol olmaktan çıkarıyor, siyasal, toplumsal hatta tarihsel anlamlar yüklenerek (tarihin rövanşı gibi)” kitlelere sahte gerçeklikler sunuluyor. Sonuçta siyasal ve kültürel işleviyle futbolun anlamı, ideolojik aygıt olarak neye hizmet ettiği sorusunda bağımsız olarak değerlendirilemez…”
(Akif Emre, Sahici Cümleler Kurabilmek, Büyüyenay yayınları)

Siyaseti yönlendiren güç istenci, taraftarın da en büyük motivasyon kaynağıdır. Bu güce erişmek için her yolu meşru girmek ise taraftarın ahlaki anlayışını belirler: Pragmatizm. Taraftar bu noktada kendi takımı lehine olan her şeyi onaylayan bir ahlak anlayışına bürünür. Adalet söylemi ise bu gerçekliği örtmeyi amaçlayan sahte bir söylemdir.

Futbolun sosyolojisi üzerine düşünmek, taraftarlığın toplumsal boyutunu irdelemek gerekiyor. Kuşku yok ki, bu konuda en büyük yardım alınacak kimseler hangi takımdan olursa olsun futbola fanatizmin dışında sosyolojik olarak bakmayı başarabilenlerdir. Görünen o ki, çoğu futbol izleyicisi arasında kendi takıma bağlı, dünyayı o pencereden gören fanatikler çoğunluktadır. Fanatizmin neye karşılık geldiği, hangi toplumsal kategorilerde yaygınlaştığı da incelenmelidir. Futbol ve toplum ilişkisini sosyolojik temelde ele alan bakış, toplumun diğer alanlardaki tepkilerini anlamaya da yardımcı olacaktır.

Ali Şeriati, “Bir ülkede tribünlerden gelen sesler, savaşlarda ölen mazlumların sesini bastırıyorsa, futbol afyondur…” diyor. Türkiye’de yaşananlara bakarsak bu ifadenin son derece isabetli olduğu görülecektir. Taraftarların tuttukları takımları için kullandıkları bazı ifadeler, aradaki ilişkinin dini bir boyut kazandığını gösteriyor. “Darağacında da olsak son sözümüz …” gibi ifadeler gerçekten sorunlu bir anlayışı işaret ediyor. Çünkü ölümden önce söylenmesi gereken söz sözün ne olduğu inancımızda bellidir. Bu ve benzeri sloganlar bütün takım taraftarları için kullanılıyor maalesef. Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor taraftarları başta olmak üzere çoğu takım için kullanılan sloganlar gerçekten sorunludur.

Aklı başında olduğunu sandığımız çok sayıda insanın konu futbol olduğunda ne kadar fanatikleşip akıl dışına çıktığına tanık olmak şaşırtıcıdır. Bu durum futbol taraftarlığının kitleler üzerinde farklı bir anlamı olduğunu gösteriyor. Özellikle futbol fanatizminin doğurduğu tarafgirlik ve aidiyet formları, Türkiye siyasetini anlamak açısından ipuçları verecektir.

Üzerinde düşünülmesi gereken konu, bir futbol fanatiğinin zihninin nasıl çalıştığı ile ilgilidir. Bu noktada cevaplanması gereken sorular var:

1-Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor, toplumsal sınıf, ideoloji ve kimlik olarak neye işaret ediyor?
2-Futbol takımlarının politik uzantıları var mıdır?
3-Futboldaki FETÖ tartışmasının, sosyolojik anlamı nedir?
4- Futbol fanatikleri ötekini nasıl bu kadar kolay şeytanlaştırabiliyor?

Yöneticilerin diğer takımları FETÖ’cü olmakla suçlayıp kendilerini Cumhuriyet değerlerine sahip çıkmakla konumlandırmaları, hiç kuşku yok ki, Kemalizm’i araçsallaştırarak meşruiyet sağlama çabası ile ilgilidir.

Bazı araştırmalar futbol fanatizminin doğurduğu aidiyetin, özellikle genç kesimde, dini ve etnik aidiyetin üzerine çıktığını gösteriyor. Futbol fanatizmi başta olmak üzere, neden fanatizmin bu toplumda bu kadar kolay yaygınlaştığını araştırmak ve üzerinde düşünmek gerekiyor.
Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor ve Fenerbahçe taraftarlarının birbirleri hakkında yaptıkları yorumların düzeyi, bu noktada derin bir ahlak sorununun olduğunu gösteriyor. Futbol yorumu yaparken ahlak ve akıldan bu kadar uzaklaşmanın nedenleri üzerine düşünmek gerekiyor.

Futbol takımlarının taraftarları arasında her düşünceden insan bulunur. Takım taraftarlığı burada üst kimliktir. Taraftar, maç sırasında takımın formasını giyer ve tabiri caiz ise ayini beklemeye başlar. Bu noktada din ile futbol taraftarlığı eşitlenir. Taraftar gizemli bir zamanın içindedir artık. Çünkü onun asıl üst kimliği taraftarlığıdır. Takımlar ise belli dönemlerde belli ideolojilerin temsilciliğini yaparlar.

Fenerbahçe, ‘Kurtuluş Savaşına katılmış Atatürk’ün takımı’; Galatasaray, Türkiye’nin Batılılaşma ve çağdaşlaşma serüveninin en önemli aktörü( Galatasaray Lisesi); Beşiktaş, seçkin olmayan halkın takımı; Trabzonspor ise İstanbul dükalığına ( saltanatına)karşı bir çevresel isyan hareketi olarak kendini tanımlıyor.

Trabzon fanatik taraftarında siyasal ve toplumsal periferide yaşama tutunmaya çalışmanın, İstanbul ve büyük sermaye karşısında ezilmişliğin ve ötekileştirilmenin doğurduğu öfke durumunu, futboldaki başarı ile örtmeye çalışan, ancak yer yer etnik ve kör milliyetciliğin ve ulusalcılığın beslediği siyasal anlayışla kolaylıkla şiddete evrilen bir taraftarlık anlayışı egemendir.

Fanatik zihin diğer önemli bir özelliği de komplo teorilerine yatkın olmasıdır. Fanatik taraftar için en masum, haksızlığa uğrayan ve suçsuz takım kendi tuttuğu takımdır. Öteki takımlar ise dış güçler tarafından desteklenmekte ve kullanmaktadır. Bu yüzden taraftar, sürekli kendi tuttuğu takım aleyhine rakibinin ise lehine verilen karalar üzerine yoğunlaşır. Kendi lehine olan hataları ise görmezden gelir ve sessizlikle karşılar.

Taraftarın hangi takımın taraftarı olduğu hiç önemli değildir. Önemli olan taraftarlığın sorunlu psikolojik yapısıdır. Taraftar için adalet, hak, hukuk kendi takımının çıkarlarına hizmet ettiği sürece anlamlıdır. Taraftarlığı sadece futbolla sınırlandırmak yanıltıcıdır. Taraftarlık hayatın her alanında etkin bir psikolojik sorundur. Taraftar, öteki diye kodladığı parti, takım, cemaat ve ideolojiye karşı düşmanca hisler benzer.

Futbolda ortaya çıkan fanatizm, aslında bir kimlik arayışının negatif sonucudur. Kişinin takım tutkusu, diğer bütün kimliklerinin önüne geçer. Fanatik, kaç yaşında olursa olsun, gerginlikten, kaostan ve kavgadan beslenen bir zihinsel tutuma sahiptir. Fanatiğin dili sert, söylemi itici, yöntemi seçmeci, kelimeleri ötekileştiricidir. Bu yüzden rakibine küfretmeye ve aşağılamaya dönük bir söylem üretir. Fanatik, aşırı duyguların adamıdır. Yaş ilerledikçe onların hayatınızda yeri kalmaz. Çünkü empati yeteneğini kaybetmiş insanlarla sohbet bir hayli zordur.

Futbol fanatizmini çok daha önemli kılan şey, fanatizmin futbolun dışındaki diğer alanlarda olan yaygınlığıdır. Fanatizmin toplumun her alanında yaygınlaşması, toplumu oluşturan farklı kesimler arasında ötekileşmeye yol açmaktadır.

 

Yusuf Yavuzyılmaz’ın Tüm Yazıları

Önerilen Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir