Yusuf Yavuzyılmaz Yazdı: İsrail ve Filistin

06.11.2023

Filistin sorununun bir işgal sorunu olduğu açıktır. Bu nedenle İsrail devletinin kurulması ve ardından izlediği soykırım politikaları sorunun asıl kaynağıdır. İsrail’in kuruduğu tarihten beri karşımıza çıkan sorunun bir sonucudur buğum karşılaştığımız durum.

Gazze özelinde Filistin davasının öncülüğünü yapan Hamas’ın önümüze serdiği gerçeklikler:

1- Batı dünyasının emperyalist vahşi yüzünü ortaya çıkardı. Bilim, felsefe ve teknolojinin kötülüğü önlediği düşüncesi koskoca bir yalandır. Gazze’de Bilim, felsefe ve teknolojide en ileri ülkeler çocuk, yaşlı ve kadın ayırmaksızın katliam yapan bir gücün arkasında durmuş, durmaya da devam etmektedir.

2- Batı tarih boyunca geliştirdiği bütün felsefi, ahlaki ve etik ilkeleri çiğnedi. Bilginin kötülüğü önlediği (bilim, felsefe, edebiyat) yaygın bir kanaattir. Aydınlanma felsefesinin son üç yüz yılda yarattığı bilgi birikimi modern Batı düşüncesini doğurdu. Son üç yüzyılda dünyada olan kıyımlar tarihin her döneminden daha fazladır. Dolayısıyla bilgi ve adalet arasında doğrudan ilişki kurulamaz. Doğru ilişki kurulacak olan bilgi ile ahlak arasındadır. Kuşkusuz emperyalizm, çok sağlam bilgi sistemi üzerine kuruludur. Emperyalizmin oluşumunda modern bilginin büyük bir etkisi vardır. İnsanı insan yapan bilgi değil, bilgiyi nasıl ve ne şekilde kullandığıdır. Batılıların modern bilginin gelişimi olan son üç yüz yıllık dönemde Afrika ve dünyanın geri kalanını talan ettiler. Şimdi aynı durum Gazze üzerinde sürmektedir. Bilgi-ahlak ve adalet ilişkisini yeniden tartışmak gerektiği açıktır. İnsanın saldırganlığını, açgözlülüğünü önleyen bilgi değil ahlaktır.

3- Avrupa Birliği ve ABD İsrail katliamının arkasında durmaya devam ediyor. Karşımızda Batı’nı sömürge tarihine eklemlenmiş kara bir leke var.

4- Batı dışı toplumların adalet, hukuk, insan hakları konusunda Batıyı örnek almaları büyük darbe yedi. Batı dışı toplumlarda Batı’ya yönelik her olumlu referans, Batı’nın Filistin meselesinde haklının değil, güçlünün arkasında durduğu söylemine ve gerçekliğine çarpacaktır.

5- İslam ülkelerinin içinde bulundukları meşruiyet sorunu nedeniyle sorun çözme yeteneği yoktur.

6- İhvan Hareketinin bir uzantısı olması nedeniyle, İslam ülkelerinin önemli bir bölümü gerçekten Hamas’ın başarılı olmasını istemiyor. Çünkü kendi ülkelerinde İhvan ile mücadele ediyorlar.

7- Batı ve İslam ülkelerinin politik merkezlerinden bir şey beklememek gerekir.

8-Hamas hem Batı hem de İslam ülkelerinin maskesini düşürdü. Gazze kuşatması, gerek yardım gerek etkinlik gerekse sorun çözmek anlamında İslam dünyasının etkinliğini yitirdiğini gösterdi.

9- Olabildiğince bütün dünyadaki barış yanlılarının vicdanına vurgu yapmak gerekir

10- Mevcut yapısıyla BM sorun çözemez durumdadır.

11- Hamas, Türkiye, İran ve Mısır başta olmak üzere tüm ülkelerin samimiyet testi oldu. İslam devleti olarak kurulan İran son tahlilde bir ulus devlettir ve siyasal reflekslerinin çoğu bu çerçevede olmaktadır.

12- Siyonizm dünyanın en ırkçı ideolojilerinden biridir. Bundan dolayı İsrail rejimi de ırkçı bir rejimdir. İsrail, Batı Şeria’da İsrail vatandaşı olan Yahudiler ile Araplar ve diğer insanları farklı geçiş noktalarından içeri almaktadır. Öte yandan İsrail askerleri tarafından vurulan Filistinliler için adli hiçbir işlem yapılmamaktadır. İsrail devletinin ırkçı olduğunu gösteren bir diğer örnek de Yahudiler ile Yahudi olmayanların farklı mahkemelerde yargılanmasıdır.

13- İslam ülkelerinde sivil toplum örgütleri son derece zayıftır. Bunun en önemli özelliği İslam siyasal aklının güvenlik ve devlet eksenli oluşudur.

14- Şu an gelinen aşamada İsrail devletinin yok edilmesi sahici bir hedef değildir. Yapılacak olan en mantıklı çözüm sınırları belli iki devlet ve Kudüs’ün üç dinin temsilcilerince yönetilecek özel bir statüye sahip olmasıdır.

Öncelikle Filistin konusunda kullandığımız terminoloji değişmeli. Kullanılan hakim terminoloji hem adil değildir, hem de olayın gerçekliğini yansıtmaktan uzaktır. Hakim anlayışın dillendirdiği gibi bir İsrail Filistin Savaşı yok. İsrail’in işgali Filistin’in direnişi var. Dolayısıyla bu vahşet karşılıklı çatışma kategorisine indirgenerek tanımlanamaz. Bu anlamda İsrail ordusu tanımlaması da sorunludur, doğrusu savaş kurallarına uymayan bir devlet terörüdür.

Siyonistler insanın ne kadar vahşileşebileceğinin canlı örneği olarak tarihteki yerini aldı. Çocukların kanı siyonizmin siciline işlenmiştir. Seçilmiş halk metoforu diğer hakların adam yerine konulmasını, temel insan haklarını engelliyor. Her tür milliyetçilik gibi Yahudi milliyetçiliği olan siyonizm, Tanrı üzerinden en kutsal değerleri yerle bir ediyor. Siyonizm dünya için en büyük tehditlerden biridir.

            Bugün Filistin için sessiz kalanların insan hakları, demokrasi, halkların kaderini tayin hakkı, kadın ve çocuk hakları, çevrecilik, hukuk, demokratik temsil gibi konularda söz söyleme hakkı yoktur. Bugün, herhangi bir gerekçenin arkasına sığınarak susanların, yarın bağımsızlık, özgürlük, hukuk devleti söylemleri inandırıcı olmayan sahte söylemler olarak kalacaktır. Çünkü İsrail bu değerlerin tümünü çiğneyen bir terör örgütüdür. Gazze’de sadece bir halk değil, insanlığın ürettiği bütün kadim değerler yok edilmektedir.

Yusuf Yavuzyılmaz’ın Tüm Yazıları

Önerilen Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.