Yusuf Yavuzyılmaz Yazdı: Kemalizm’in Araçsallaştırılması ve Futbol

01.01.2024

“Bir ülkede tribünlerden gelen sesler,

savaşlarda ölen mazlumların sesini bastırıyorsa,

futbol afyondur.”

                                      Ali Şeriati

 

            Ali Koç’un Kemalizm’i araçsallaştırarak üzerinden ürettiği tepkinin özünde, geçirdiğimiz bunca acı tecrübeye ve deneyime karşın, Türkiye modernleşmesinin bir türlü aşamadığı zaafı var: Batıya karşı sütü dökmüş kedi; Arap dünyasına karşı şahin. Bu tavrın altında Arap dünyası (Tabi ki İslam) kurtulmak gereken geçmişi, Batı dünyası ise ulaşılmak istenen ütopyayı temsil ediyor olması var. Batıcı seküler modernleşme serüveninin alt yapısını bu motivasyon oluşturuyor.

Cumhuriyetin yüzyıllık deneyimi ikisinin de Batıcı elitlerin istediği düzeyde gerçekleşmediğini gösteriyor. Tam aksine İslam’ı geçmiş ile modern Batı arasındaki mücadele önemli bir bilinç yarılmasına yol açtı. Bu Batıcı seküler elitlerin din- toplum arasındaki ilişkileri salt pozitivist anlayışın penceresinden okuduklarını gösteriyor. Tabi ki bu anlayışla sağlıklı bir analiz yapılamaz.

            Ali Koç, Türkiye özelinde radikal Batıcılık akımını temsil ediyor. Onun düşünce dünyasında İslam’ın yeri yok. Bundan dolayı Batı’ya karşı ezik ve kişiliksiz, İslam dünyasına karşı sahi tavırları sergiliyor. Bu haliyle Ali Koç, Mehmet Akif’in ideali olan ‘Asım’ın Nesli’nin değil, Tevfik Fikret’in ideali olan ‘Haluk’un takipçisidir. Tanzimat’tan beri süren Türkiye modernleşmesinin yarattığı karşıtlığının ürünüdür Arabistan’da yaşananlar. Yapılan anlaşmaya uymama davranışı ise seküler modernleşmenin bir ahlak üretmediğinin göstergesidir.

            Sosyolojik olarak futbol üzerinden yaşananlar, Batıcı modern elitler ile muhafazakâr dindarların ortak bir Türkiye tasavvuru olmadığını da gösteriyor. Kuşkusuz yaşanan olayların siyasal bir karşılığı da var. Yapılacak olan bu kamplaşmanın topluma bir yarar sağlamadığını görebilmektir.

             Türkiye siyaseti, Batıcı, seküler, modern Kemalist siyaset ile muhafazakâr, milli, İslami siyaset arasına sıkışmıştır. Her iki tarafta iktidarı ele geçirip diğer tarafı, kendi beklentileri ışığında yönlendirmek istiyor. Bu da iktidar savaşlarının çetin geçmesine neden oluyor. Öte yandan bu çatışma, Türkiye siyasetinin otoriter anlayıştan demokratik anlayışa geçmediğini de gösteriyor.  Şu an en gerekli olan müzakereci siyaseti ve çoğulculuğu temele alan yeni bir toplum sözleşmesi yapmaktır. Bu durum toplumun acil ihtiyacının yeni anayasa olduğunu gösteriyor. Toplumsal çoğulculuğu ve müzakereci siyaseti temel alan yeni bir anayasa, toplumu kutuplaştıran anlayışın önüne geçebilir. Futbolda ortaya çıkan tartışmanın sadece futbolun sınırları içinde kalarak anlamlandırmak mümkün değildir. Bu tartışmanın Türkiye modernleşmesinin ana sorunuyla ilgili olduğunu kabul etmek gerekir.

Dolayısıyla Suudi Arabistan’da, Ali Koç’un ustaca düzenlediği manipülasyonu ile ortaya çıkan tartışmanın, sadece futbol ile ilgili olmadığını anlamak için derin bir sosyoloji eğitiminden geçmek gerekmiyor. Sadece Ali Koç’un verdiği demeçleri izlemek bile tek başına yeterlidir. Ali Koç’un futbol üzerinden vermek istediği politik mesajın son derece açık olduğu ortadadır. Sanılanın aksine Ali Koç, kardeşliği değil, kamplaşmayı derinleştirici bir rol oynuyor. Dini kullanarak toplumu kutuplaştıran olumsuz siyasal anlayışın karşısına Kemalizm’i kullanarak yeni bir istismar siyaseti çıkarıyor. Bu iki siyasal anlayış toplumsal barışa değil, tam tersine toplumsal bölünmeye hizmet ediyor.

Ali Koç’un Manipülasyon yaptığının belgesi daha önce kendi başkanlığında oynana Larnaka maçıdır. 13.10. 2022 tarihinde AEK Larnaka-Fenerbahçe maçının protokolü. İkinci olayda ileri sürdüğü iddiaların tam tersini bu maçta yapıyor. Üstelik maçta Atatürk’le ilgili olumsuz pankart açıyor Larnaka seyircisi. Maç oynanmaya devam ediyor. Larnaka seyircisinin Atatürk aleyhine pankart açması Fenerbahçe’nin maça devamını engellemiyor.

Ali Koç manipülasyon yapıyor. Çünkü Ali Koç, maçlarda giyilecek formalarla ilgili FIFA’nın talimatnamesinin neler içerdiğini, en az 15 gün önce takımların ne giyeceğinin FIFA’ya bildirilmesini ve onay alması gerektiğini, maçta ne giyilip ne giyilmeyeceğine Suudi Arabistan’ın değil, futbolun merkezi FIFA’nın karar verdiğini, son gün herhangi bir takımın istediği bir formayı giymesinin mümkün olmadığını çok iyi bilir. Ali Koç’un bu davranışını kaba milliyetçilik ve Arap karşıtlığı üzerinden giderek anlayışla karşılamak mümkün değildir.

Öte yandan toplumu dinin istismarı ile Kemalizm istismarından kurtaracak bir yol bulmak gerekir. Çünkü bu iki istismar türü toplumsal kutuplaşmayı besliyor ve tahkim ediyor. Bu iki istismar türünün siyasetten toplumsal hayata müdahil olup kamuoyunu yönlendirmesini önlemek gerekiyor.

Böyle bir ortamda Aydının görevi, kutuplaştıran siyasetini aşarak toplumsal barışa hizmet edecek siyasetin imkânlarını yoklamaktır.

Yusuf Yavuzyılmaz’ın Tüm Yazıları

Önerilen Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir