30.01.2022
Modern dönemin siyasal anlayışı olan ulus devletin temel ideolojisi ulustur. İmparatorluk geleneğinden uzaklaşan/kurtulan toplumların yeni örgütlenme modeli ulus devlettir. Türk ulusalcılığı da bu dönemde ortaya çıktı. Milliyetçilik düşüncesi, Osmanlı imparatorluğunun çöküş sürecinde bir kurtuluş ideolojisi olarak ortaya çıktı.
Öte yandan milliyetçilik hem bir kurtuluş ideolojisi hem de bir çöküş ideolojisidir. İmparatorlukları yıkan en büyük düşünce sistemi milliyetçilikti. Osmanlı İmparatorluğunu da Sırp, Arap, Bulgar, Yunan milliyetçilikleri yıktı. Aynı süreçte Türk milliyetçiliği Osmanlının içinden bir ulus devlet yaratma ideolojisi olarak doğdu.
İmparatorluğun çöküş sürecinde milliyetçilik zorunlu olarak ortaya çıkan bir kurtuluş ideolojisiydi. Türk ulusçuluğunun iki sembol ismi Ziya Gökalp ve Yusuf Akçura’dır. Akçura, “Üç Tarzı Siyaset” adlı eserinde, Türkçülüğü, Osmanlı ve Orta Asya Türkleri için tek mümkün seçenek olarak ortaya koydu.
Türkçülüğün diğer büyük ismi olan Ziya Gökalp, “Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak” adlı eserinde, Türkçülüğü bir sentez ideolojisi olarak ortaya attı.
Türkçülük akımının diğer önemli temsilcileri, Ahmet Agayef(Ağaoğlu), Tekin Alp, Ömer Seyfettin, Fuat Köprülü, Hamdullah Suphi ve İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu’dur.
Türkçülüğün yayın organları Genç kalemler, Türk Yurdu, Küçük Mecmua ve Orkun dergileridir.
Türkçülüğün temel özellikleri şunlardır:
1- Tarihsel süreçte ilk Türkçüler Tanzimat Dönemi edebiyatçılarıdır. Bunlar arasında Şinasi, Ş.Sami, Ziya Paşa ve Ahmet Vefik Paşa’yı sayabiliriz.
2- 1908 yılında ilk Türk Derneği, 1914’de ise Türk Ocağı kurulmuştur.
3- Türkçülüğün temel kavramlarından olan Turan kelimesi ilk kez Macaristan’da Türklerin kök araştırmalarında kullanılmıştır.
4- Turancılık, Türkiye’de Türkçülüğün siyasal bir şekil alması sonrasında ortaya çıktı. Turan kelimesini, Türk kavimlerinin birliği anlamında kullanan ilk isim Hüseyinzade Ali Turan’dır.
5- Türkçüler, çökmekte olan Osmanlı İmparatorluğu’nu kurtaracak tek siyasal akımın Türkçülük olduğunu savunurlar.
6- Turan ve Turancılık konusunda Türkçüler arasında farklı anlayışlar vardır. Yusuf Akçura’ya göre Turancılık bir tür emperyalizmdir. Bundan dolayı Yusuf Akçura’nın Türkçülüğü Türkiye merkezli bir Türkçülük olarak görülebilir. Bundan dolayı Akçura, Türk modernleşmeci elitleri tarafından daha çok tutulmuştur.
Ziya Gökalp’a göre ise Turancılık, Türklerin emperyalizme karşı mücadele ideolojisidir. Kazım Karabekir, politik anlamda Turancıdır.
7- Cumhuriyet modernleşmesi ile birlikte Anadolu Türklüğü temelinde kurgulanan Türk ulusalcılığının temel sorunu, Anadolu’da yaşayan diğer etnik gruplar olmuştur. Kuşku yok ki bu etnik grupların en büyüğü Kürtlerdi. Kürtleri Türklüğe entegre edebilmek, Türklerle bağlantısını kurabilmek için çok sayıda araştırma yapılmıştır. Cumhuriyeti kuran kadrolar için iki büyük sorun vardı. İlki ümmet tasarımını temel alan İslam, ikincisi farklı bir etnik grup olan Kürtlerdir. Birincisi laiklik, ikincisi ise milliyetçilik ile aşılmaya çalışılmıştır.
Türk ulusalcı elitleri, devletin temel ideolojisi Türk kimliği üzerine oturtulmaya çalışılmıştır. Mustafa Kemal, Türk kimliği hakkında şu ifadeleri kullanmaktadır: “Bugünkü Türk ulusunun siyasal ve toplumsal birliği içinde kendilerine Kürtlük, Lazlık ya da Boşnaklık düşüncesi aşılanmak istenmiş yurttaş ve ulustaşlarımız vardır. Ancak geçmişin zorbalık dönemlerinin bir sonucu olan bu yanlış adlandırmalar, düşmana alet olmuş birkaç gerici beyinsiz dışında ulus bireyleri üzerinde üzüntüden başka bir etki yaratmamıştır.” (Atatürk, Söylev ve Demeçler)
8- Türk ulusalcılığını temel alan Cumhuriyet modernleşmesi için Türkçülük/milliyetçilik rejime meşruiyet sağlamıştır. Burada temel sorun Türk kimliğinin nasıl yorumlanacağı ile ilgilidir. Türk kimliği Osmanlı/İslam anlayışının dışına taşınmaya gayret edilmiş, Sümer, Eti gibi Anadolu’da İslam öncesi yaşayan topluluklar ile Orta Asya Türklüğüne atıf yapılmıştır. Güneş Dil Teorisi ve Türk Tarih Tezi, Türklüğü temel alan bir dil ve tarih projesiydi. Özellikle Türk Tarih Tezine muhalefet eden Zeki Velidi Togan gibi bilim adamları süreç içinde tasfiye edilmişlerdir.
Öte yandan milliyetçiliğe dayalı Türk modernleşmesi kendine özgü bir tarih arayışı içinde olmuştur. Türk modernleşmecilerinin tarihe bakışı bilimsel olmaktan ziyade ideolojiktir. “Müslümanların çağlarını doğru algılayıp yaşamalarının önündeki en tehlikeli engel, İslâm’ın ayrı, Müslüman toplumların “yaşadıkları tarihin” ve o tarihin içinde yarattıkları “kültürün” ayrı olduğu gerçeğini unutarak, o tarihi ve kültürü analiz edip kavramaya çalışacak yerde, onunla hiç ilgisi bulunmayan ve geniş ölçüde “menkıbeye dayalı” bir “deforme tarih” üreterek onu İslâm’la özdeşleştirmeleridir.” (A. Yaşar Ocak, Türkler, Türkiye ve İslâm, s. 184.)
Cumhuriyet modernleşmesi, pozitivist ve evrimci bilim anlayışına, dini devlet hayatından tümüyle bireyin hayatından ise olabildiğince uzak tutmayı hedefleyen laiklik anlayışına, Türklük temelinde kurgulanan milliyetçilik anlayışına dayalı seküler bir ulus yaratmayı hedefliyordu.
Türk ulusalcılarının Kurtuluş Savaşı sırasında dillendirdikleri İslami duyarlıklar araçsaldır. “Milli Mücadele’yi, “İslamcı ideolojiyi” kullanarak sürdüren “yönetici kadro”, savaş kazanıldıktan sonra “kökten Batılılaşmacı” yeni rejimi Osmanlı İmparatorluğu’nun klasik hâkimiyet alanında, yani Türkiye toprakları üzerinde yerleştirmiş oluyordu. Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni rejiminin “İslâm’ın” artık “aktif bir role” sahip bulunmadığı yeni medeniyet anlayışını tercih ettiği mesajı çok açık bir biçimde veriliyordu” (A. Yaşar Ocak, Türkler, Türkiye ve İslam, s. 107.)
Türkiye’de milliyetçilik, özellikle Tek Parti Dönemi sırasında faşizme kayan uygulamalara sahne olmuştur. Kürtçenin yasaklanması ve konuşanlara ceza verilmesi gibi uygulamalar faşizmin eşiğine gelindiğinin işaretleridir. Bu dönemde siyasal figür olarak Musolini ve Hitler hayranlığı, dönemin bürokratlarında Hitler bıyığı yaygınlığına bakılarak anlaşılabilir
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Turancılık zaman zaman ve genellikle Sovyet Rusya ile olan ilişkiler göz önünde tutularak farklı değerlendirilmiştir. Turancılık davası, konjonktür farklılaşmasının ortaya koyduğu uygulamalardan biridir.
Siyasal anlamda din konusu milliyetçilik içinde tartışma konusu olmuştur. MHP’nin kuruluş yıllarında Türkeş ve Atsız arasında yaşanan tartışma da bunu göstermektedir. Atsız, içinde dinin olmadığı, Türk ırkının üstünlüğü üzerinden tanımlanan seküler bir milliyetçilikten yanaydı.
Politik anlamda bugün CHP, Kemalist seküler milliyetçiliği; MHP, muhafazakâr ülkücü milliyetçiliği; İP, Kemalist ulusalcı milliyetçiliği; Ak Parti ise muhafazakâr dindar milliyetçiliği temel almaktadır.
Bugün Türk siyasetinin en büyük açmazı, iktidarıyla muhalefetiyle, Türkçülük, Turancılık, Türk –İslam Sentezi, Muhafazakârlık, Ulusalcılık gibi çeşitli şekillerde ortaya çıkan milliyetçiliğin baskısı altında kalmasıdır. Kuşkusuz milliyetçiliğin güvenlik, devlet konusundaki ideolojik fikriyatı göz önüne alınacak olursa, bu fikriyatla adaleti gerçekleştirmek, hukuk devleti kurmak, insan hakları ve demokratik müzakereci bir siyaset oluşturmak mümkün değildir.
Türk siyaseti öncelikle otoriter ve baskıcı bir siyaset üreten bu siyasal iklimden kurtulmalıdır.
Referanslar ve ileri okumalar için.
1- Türkçülüğün Esasları, Ziya Gökalp, Bordo- Siyah Yayınları
2- Türkleşmek İslamlaşmak Muasırlaşmak, Ziya Gökalp Bordo- Siyah Yayınları
3- Beşir Ayvazoğlu, Tanrıdağı’ndan Hira Dağına / Milliyetçilik ve Muhafazakarlık Üzerine Yazılar, Kapı yayınları
4- Ergün Yıldırım, Ergenekon Ötesi Türk Milliyetçiliği, Hayy Kitap
5- Ergün Yıldırım, Türkiye’nin Modernleşmesi ve İslam, İnsan Yayınları
6- Ömer Say, Milli Devlet Kültürü, Kaknüs Yayınları
7- Muharrem Sevil, Türkiye’de Modernleşme ve Modernleştiriciler, Kadim Yayınları
8- Zafer Durdu, Türkiye’de Siyasal Kültürü Anlamak, Kadim yayınları
9- Ali Balcı, Türkiye’de Militarist Devlet Söylemi, Kadim Yayınları
10- Ahmet Yıldız, Kemalizm’in İki Yüzü, Etkileşim Yayınları
11- Ahmet Yıldız, Ulus Devletin Bunalımı, Etkileşim Yayınları
12- Hasan Şen, Kemalist Modernleşme ve İslamcı Gelenek, Kadim Yayınları
13- Ömer Çaha, Dört Akım Dört Siyaset, Orion Yayınları
14- Milliyetçilik/Modern Türkiye’de Siyasi Düşünce/ cilt: 4, İletişim Yayınları
15- Ahmet Yıldız, Ne Mutlu Türk’üm Diyebilene, İletişim Yayınları
16- Yusuf Akçura, Üç Tarz-ı Siyaset, Lotus Yayınları,
17- Fikret Başkaya, Paradigmanın İflası, Yordam Kitap
18- Türk Ulusalcılığının İnşası, Mehmet Karakaş, Vadi Yayınları,
19- Türk’e Tapmak, Onur Atalay, İletişim Yayınları
20- Osmanlı Çağı ve Sonrası, Ümit Aktaş, Çıra Yayınları
21- Kemalist Ulus Devletin İnşası, Ercan Çağlayan, Açılım Kitap