Yusuf Yavuzyılmaz Yazdı: Siyaseten Katl

21.08.2023

Türkiye siyasetinin tarihsel olarak üzerine oturduğu siyasal değerlerden biri, siyasal tarihimizi derinden etkileyen, “siyaseten katl” anlayışıdır. Bu anlayış fitne ve güvenlik ekseninde gelişmiş, zamanla siyasal bir değer ve kanun haline gelmiştir. Tarihsel süreçte merkezi kaplayan siyasal iktidar ve anlayışın dışında kalan siyasal ideoloji ve gruplar, bu anlayışın gölgesi ve baskısı altında siyaset yapmak zorunda kalmışlardır. Nitekim Türkiye siyasal tarihi çok sayıda ismin bu anlayışa kurban gittiğine tanıklık etmektedir.

            Siyasal anlamda, “Egemenliğin mutlak bir şekilde tek elde toplandığı devletlerde, hükümdarın kudretinin son sınırı, kendi takdir hakkını kullanarak ölüm cezası verebilmesidir. Bilhassa İslam ve Türk – İslam devletlerinde bu kurum gelişmiş ve İslam kamu hukukunun önemli bir parçası haline gelerek yaşamıştır. Türk – İslam devlet nazariyesi, hükümdarın bu yetkisine bağlı olarak gelişen kuruma “siyaseten katl” adını vermiştir.” (Ahmet Mumcu, Osmanlı Devletinde Siyaseten Katl, Giriş kısmı, Birey ve Toplum yayınları .)

            “Vatana ihanet”, “İrtica” ve “içerideki dışarıdaki hainler” söylemi Cumhuriyetin başından beri, çoğu kez, hukuk ve adalet değerlerini aşarak farklı düşünceleri ve muhalefeti baskı altına alan ve ortadan kaldıran bir söyleme dönüşmüştür. Ali Şükrü Bey’den Adnan Menderes’e kadar çok sayıda siyasal aktör vatana ihanet ile suçlanmış ve cezalandırılmıştır. Bu anlayış sadece siyaset alanı ile sınırlı kalmamış, aydınları susturan bir yönteme dönüşmüştür. Farklı zamanlarda Nazım Hikmet, Sabahattin Ali, Mehmet Akif, Said Nursi, Necip Fazıl bu suçlamadan payını almıştır. Bu suçlamadan İstiklal Savaşı’nın komutanları (Kazım Karabekir paşa, Rauf Orbay) bile kendilerini kurtaramamıştır.

Öyle görülüyor ki “vatana ihanet” ve ” irtica” söylemi, hukuk ve adalet arayışından çok, siyasal iktidarların muhalifleri ortadan kaldırmak için kullandığı bir yönteme dönüşmüştür. Siyasal geleneğimizi domine eden ve Osmanlı’dan kalan “siyaseten katl” anlayışının siyasal zihinlere egemen olması ne acıdır.

“Siyaseten katl” anlayışı, Türkiye siyasal tarihinin bütün anlayışlarını derinden etkilemiştir. Osmanlı tecrübesi ve Cumhuriyet modernleşmesi de bundan istisna değildir. Bu yüzden, hukuk ve adaleti temel alan paradigma değişimine ihtiyaç vardır. Türkiye siyasetinin çözmesi gereken en derin sorun budur. Tarihi iç çatışma ve kalkışmalarla geçmiş bir toplumda bu anlayışın sosyolojik zemini hazırdı. Nitekim, siyasal tepkileri etkileyen bu sosyolojik zemin hala aktiftir. Bundan dolayı farklı düşünceleri siyasal alandan uzaklaştırmak için kullanılan kavramlar hala destek bulmaktadır.

            Siyasal rekabeti, düşmanlaştırma ve ötekileştirme aracı yapmaktan çıkarıp, hayırda yarışan bir sosyolojik zemine oturtmak gerekir. Türkiye siyaseti, tarihsel mirasının olumsuz etkisi nedeniyle, bunu bir türlü başaramamaktadır. Bundan dolayı siyasal rekabet, güvenlik eksenine kaymaktadır. Buna göre her tür muhalefet, Türkiye’nin güvenlik sorunudur. Siyasetin hayırda yarışmak değil de, güvenlik ekseni üzerinden okunması toplumsal çatışmayı derinleştirmiştir. 28 Şubat süreci bunun en acı örneklerinden biridir.

Siyasal alanda farklılıkları zenginlik olarak gören yeni ve farkı bir paradigmaya ihtiyaç vardır. Bunun temeli Medine Vesikası’ uygulamasında fazlasıyla mevcuttur. Toplumsal kesimler arasında sözleşme, şura, liyakat ve katılım, yeni siyasal arayışın temel özelliklerdir. Türkiye siyaseti, farklılıkları tehdit olarak gören tarihsel anlayışla mutlaka hesaplaşmalıdır.

            “Siyaseten katl” anlayışının Osmanlı döneminde kanun haline getirilmesi, bu anlayışı din ile ilişkilendirmiştir. Temel bakış açımız, ait olduğumuz siyasal partiyi, cemaati, örgütü, mezhebi değil, İslam’ı savunmaktır. Çünkü hiçbir mezhep İslam’ı kuşatamaz. İslam adına tarihsel olarak uygulanan hukuk ihlalleri referansımız olamaz. Bu yüzden siyaseten katl, asla kabul edilebilecek bir uygulama değildir.

Yusuf Yavuzyılmaz’ın Tüm Yazıları

Önerilen Yazılar

Yusuf Yavuzyılmaz Yazdı: Siyaseten Katl” burada 2 adet yorum var.

  1. Eleştirdiğimizin değerin karşısına daha iyisini katmak yerine onu ortadan kaldırmak, karşıdakini rakip değil düşman görme zihniyetini ürünüdür.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.