26.02.2024
İslam nedir, Müslüman kimdir diye ilgili literatürlere bakıldığında en bi klişeleşmiş şeklinden
Kelime-i şehadet getirmek,
Namaz kılmak,
Oruç tutmak,
Zekât vermek
Hacca gitmek.
Sanırım beş şartı saydım hatta hac için yolun açıksa ve maddi durumun varsa şerhi de düşülür.
Hiç anlamazdım niye ki, nasıl yani yolu açık ya da kapalı neydi?
Yol nasıl kapalı olunabilirdi ki. Bir ara çok radikal fetvalar çıkarılırdı.
Hacca giderseniz Suudilerin değirmenine su taşımız olursunuz onlarda küresel egemen güçlerin gücüne…
Ve benzer uyarılar teoriler hep var oldu durdu. Küçükken gidemeyenler büyüdüler hala gidemiyor. Bu sefer de Filistin davasında Suudilerin vurdum duymazlığı, umursamazlığı başa bela. Tüm dünya ayağa kalkmışken en azından diğer İslam alemi gibi bir tepki vermeyişleri İsrail’e sponsor firmaları boykot etmeyişleri Müslüman ferdi ve toplumu temkinli davranmaya itiyor.
E bizim umre hac farizaları ne olacak, ya bunlar hep umursamaz olsa yandık desene. Peki Müslümanlar ne zaman bu umre için ya da hac için cevaz alabilecek.
Savaşlar bitiğin de mi emperyal, küresel güçler gittiğin de mi?
Anlaşılan bu devran hep ters dönecek
Bir yerden sonra dava unutulacak ve iş gene takasa dönecek parayı veren düdüğü ya da tavafı çalacak.
Vetfalar konjektürel parazit edecek zikzaklar çizecektir
Kim bilir belki de hassas bir Müslümanın vicdanında hac farizası teoride kalacak.
Müslümanlık böylece pratikten teoriye kayacak. Peki ya bu sözde teorik Müslümanlığın pratik Müslümanlıktan farkı ne olacak?
Namaz kılacağız ama bir yoga kadar bile huzurlu mutmain olmayacağız.
Sabır dileyeceğiz, isteyeceğiz fakat salatı eksik kılacağız.
Yalnızca sana kulluk ederiz diyeceğiz ama dünyanın tüm düzmecesine ve düzenbazına boyun eğeceğiz.
Oruç tutarak nefsimizi akşama kadar hapsedeceğiz fakat ölecek olan tokluktan nefsimiz değil ölecek olan masum bebekler olacak savaştan, kıtlıktan, yokluktan…
Sahiden kimin orucu kimin ölümü Allah katında makbul olacak.
Süslü, yaldızlı sofralarda rejim yapar gibi ağızlarını kilitleyeneler mi yoksa Allah yolunda aç bi ilaç öldürülenler mi.
Zekât vereceğiz fakat anamal yine de yalnızca zenginler arasında döner bir sermaye olacak.
Haccın etrafında bir kere değil bin kere döneceğiz belki fakat bir kere bile hac yapmış gibi olmayacağız
Lebbeyk diyeceğiz hayallel cihat diyeceğiz ancak dizlerinin bağı çözülmüş olan bizler olacağız ve biz birbirimiz duymadan göktekiler de sesimizi duymayacaktır muhtemelen.
Uçaklar, tayyareler yapacağız ancak gökteki ebabillerden yardım bekleyeceğiz
Milyon kere kahrolsun zalimler yaşasın mustazaflar diyeceğiz ancak en çok mazlumlar, mustazaflar verem olacaktır, kahrolacaktır.
Amerika’ya İsrail’e ölüm yağdıracağız fakat en çok Suriyeliler, Filistinliler, Iraklılar Yemenliler hasılası Müslümanlar barut yağmurlarında toz buhar olacaktır.
Adam kırk yıl düzenlenen mitinglerle büyüyen Filistin değil genişleyen İsrail diyerek siyaseten muhafazakârları da mitingleri de topa tutacak ancak İsrail’i ilk tanıyanları devletin kurucu kadrolarını unutacak.
Sahiden ne zaman Erkam’ın evinden çıkacak asrın çağdaş Müslümanı? Ne zaman çölden inecektir zamanın Hamza’sı.
Sahiden neyi nerde eksik yapıyoruz. Pratikten özde değil sözde teoriye sıkıştırılmış aciz Müslümanlığın semeresi dünyada olsa olsa bu kadar olur.
Bunu uhrevi dünyasını ise Allah u Allem
İnsan demez mi bu ne perhiz bu ne lahana Müslümanlığı.
Nerde kalmıştı marş ve sloganlarımız
Ümmete tuzak kuranlar
Yolundan saptıranlar
Bir avuç dolar için kullara kul olanlar
Bir gün devran değişir menfaatler gelir dize ne bu düzen böyle gider ne dünya kalır size..
Bu yazıda yer alan fikirler yazara aittir. Farklı Bakış’ın bakış açısını yansıtmayabilir.