Murat Sayımlar: Güncel Bedeviliğin Sürtünme Katsayısı

26.02.2024

Bedevilik bir insan tipolojisini tarif etmektedir. Hayata dar bir ufuktan bakabilen; bütüncül algıya, düşünceye, yaşam biçimine, karar ve davranışlara sahip olmayan; motivasyonunu ağırlıkla, temel ihtiyaçların talebi, elde edememek ya da kaybetmek korkusu – adam yerine konulup, önemsenmek – güçle, güçlülerle ilgili ilişkiler, görüntüler ve menfaatlerin oluşturduğu; özgürlük ve özgünlüğün literatürlerinde neredeyse yer almadığı; sebep-sonuç ilişkilerinin düşünce ve kararlarında fazlaca etkili olmadığı; arzuladıklarına odaklanan ve arzularını da çevrenin körüklediği; bencilliğin esas, sorumluluğun çok dar bir çerçeveye sahip olduğu; korku, kompleks ve kaygıların yönlendirdiği; nezaket, nezafet ve incelikle çok barışık olmayan; akletmeyi, fıkh etmeyi, paylaşmayı, derinliği ve muhasebe yapmayı pek te beceremeyen; istediklerini elde edebildiği kişisel ve sosyal ilişkilerin anlam ve değerlerini, hakikate ilişkin herşeye tercih edebilen bir tipoloji…

Bunun mukabili; kendisinin, bütün varlıkların, olguların, oluşların, ilişkilerin orijinal doğalarına yani varoluş özelliklerine; bu özellikler arasında bulunan kök/temel hukuklarına uygun/saygılı karar alabilen, davranış sergileyebilen, ilişki geliştirip, yürütebilen insan, yani medeni insandır.

Hz.Resul’ün devasa başarısının en önemli bölümünden birisi budur. Yani bedevi insanlar yetiştiren bir kültür ve vasat içerisindeki bedevi insanların, medeni insanlara dönüşmesine vesile olmak ve bu vasatta medeni bir hayat inşa edebilmek. Bunu da Kitapta bildirilen “Risalet misyonunun” görev ve yetkileri çerçevesinde gerçekleştirmiştir.

Bakara Suresi.143:
İşte böylece, siz insanlara şahit olasınız, Resul de size şahit olsun diye sizi vasat ümmet yaptık…

Bakara Suresi.151:
Nitekim kendi içinizden, size âyetlerimizi okuyan, sizi arındıran, size Kitabı, hikmeti ve bilmediklerinizi öğreten bir Resul gönderdik.

Araf Suresi.157:
Onlar ki, yanlarındaki Tevrat’ta ve İncil’de (geleceği) yazılı bulacakları ümmi haber getirici (Nebi) olan Resul’e uyarlar; o, onlara marufu (iyiliği) emrediyor, münkeri (kötülüğü) yasaklıyor, temiz şeyleri helal, murdar şeyleri haram kılıyor ve onların ağır yüklerini, üzerlerindeki zincirleri indiriyor. Ona inananlar, destek olup savunanlar, yardım edenler ve onunla birlikte indirilen nuru izleyenler; işte kurtuluşa erenler bunlardır.

Bedevi tabiat, medenileşmek sürecinde; şahitlik (örneklik) üzerinden anlayıp, algılarlar. Akılları, zihinleri, kalpleri, nefisleri, dilleri vb. arındırılır. Kitabın perspektifinden, yaşadıkları hayatın bütün ve parçalarını okumayı, anlamayı, anlamlandırmayı öğrenirler. Yine aynı perspektiften; karar, davranış ve ilişkilerde hikmeti ve ahsen-i ameli öğrenirler. Kitapta bildirilen helal-haram hükümleri çerçevesinde, yaşadıkları hayatta tekabül eden somutlar belirlenir. Zihinlerindeki, kalplerindeki, nefislerindeki, sırtlarındaki gereksiz yükler hafifletilmiş; akıllarındaki, kalplerindeki, el, dil ve ayaklarındaki zincirlerden ve köleliklerden kurtarılmışlardır. Kitabın hükümlerine göre, güncel olarak yapmamaları ve yapmaları gerekenleri bilmişlerdir.

Risalet misyonu tahakkuk edince, bedevi tipoloji, medeni kıvama gelebilmiştir. Bedeviliğin hortlayıp, tekrar hayat bulması; hayatın, Kitap perspektifinden, orijinal varoluş kodlarıyla okunamadığı; Risalet misyonunun fiilen kadük kaldığı demlere denk gelmektedir.

Bedevi tipoloji, bedevi kültür ve ortamı oluşturur. Bu ortam, insan fıtratına mugayir hayat biçimini yapılandırır. Bu süreçler uzun süre devam ederse ortaya bataklık gibi bir hayatın, çamurlaşmaya yüz tutan insanları çıkar. Aslında bu insanlar, bedevi tipolojinin mahiyetini ifade eden başka bir kavramla tarif edilmektedirler. Bu bataklığın kurutulabilmesi için, bu insanların çamurdan arındırılması lazım şarttır.

“Bedeviliğin sürtünme katsayısı” tabiri burada anlam kazanmaya başlar. Sürtünme katsayısının artması, çamurdan arınma sürecinde yapılması gerekenlerin engellenmesi, zorlaştırılması ve geciktirilmesi manasına gelir. Bunun baş müsebbibi bedevi tipolojinin bizatihi kendisidir. Bu tür insanların ufuksuzluğu, korku-kaygı ve kompleksleri, bencilliği, çıkarcılığı, bağımlılıkları, farkındasızlığı, akletmemesi, üretmeyip-israf etmesi ve diğer hususiyetleri; bunu besleyen ortamların değiştirilmesi için talep geliştirmemesine ve işbirliğine yanaşmamasına neden olacağı gibi; bunu mümkün kılacak süreçleri engellemelerini de ortaya çıkartmaktadır. Kendi lehine olacak çabalara destek vermemeleri, aksine muhalefet edip, karşı koymaları, her ne kadar çelişkili ve anlamsız gibi görülse de, durum böyle gelişmektedir.

İnsan doğasına uygun kurulup, yönetilmeyen sistemlerde, bu çelişki iki biçimde etkili olmuştur. Birincisi, insan doğasına aykırı bir keyfiyeti ifade eden bedevi mahiyet, gerçekte insanların en zayıf ve edilgen olduğu durumu tarif eder. İnsanların bu halde yönetilmeleri; temel hukuk, paylaşım, katılım ve işbirliği gerektirmeden; çerçeve düşünceler, kalıp davranışlar, manipulasyonla mümkün hale gelmektedir. Diğeri ise, eğer birgün bu durum yönetilemez hale gelir de değiştirilmesi gerekirse ve artık sistemdeki insanların çoğunluğu bu keyfiyette ise, sürtünme katsayısının yüksekliği; değişimin imkansız derecede zor olduğuna inanılıp, değişime teşebbüs bile edilmemesine sebep olmaktadır.

Ezcümle, bedevi niteliğin hakim olduğu bir ortamda yaşamak istemeyenler için çıkış yolu; zorunlu misyonun tahakkukunun sağlanması, medeni öncülerin şahitliklerini ve mücahedelerini cari kılmaları, insanların medenileşme niyet ve talebi geliştirmelerinden geçer.

 

Bu yazıda yer alan fikirler yazara aittir. Farklı Bakış’ın bakış açısını yansıtmayabilir. 

Önerilen Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir